26 Kasım 2010 | Cuma

Muz cumhuriyeti

Pazar günkü derbi maçının liderlik iddiasının uzağına taşıp, "kelle hesabına" dönüşmesi, Futbolumuzun ve büyük takım yönetmenin iflasının resmidir.

***

Düşünsenize Galatasaray kaybederse, Adnan Polat ve arkadaşlarının sonu gelecek. Beşiktaş kaybederse, bir ihtimal Schuster'in bileti kesilecek.
İki takımdan birinde, büyüklüğü tersine çeviren gerçeklerin hesabı kapanacak öyle mi?
***

Adnan Polat yanlışların başkanı olarak, hâlâ koltuğunda oturuyor.
Bunlar yıllanmış yanlışlar.
Maziyi mundar etmenin başkanlığı.
Disiplini ayak altı eden duruşun simgesi... Adnan Sezgin'le birlikte safahat sürmenin.
Bir başkan, kulübünün yıllarını çalıyor da... Taraftarı telaşa sürükleyen sirenler, onun için neden geç çalıyor?
***

Beşiktaş'a bakın. Schuster, neredeyse takımın meczubu ilan edilecek.
Herkes haklı.
Çünkü bir teknik adamın, böylesine bir travma halinde olduğu görülmüş değil. Onun için maçın ciddiyeti, bir gömleği giyip çıkarmakla eşdeğer sanki. Elbette, futbolu kendisini eleştirenlerden daha iyi biliyor.
Elbette CV'si parlak.
Ama gördüğümüz teknik adam manzaraları hiç de yakışıklı değil.
Taraftarın susması, onun CV'sine duyulan saygıdan.
Nereye kadar peki?
***

Bu kadar imkan, böylesine medya ve taraftar desteği varken.
İki takımın varolma sınavına çıkması, diğer takımların alay konusu oluyorsa.
Şımarıklığın bedeli ödeniyor demektir.
Sadece iki büyüğün değil, üç büyüklerin de yanlış yönetildiğinin ta kendisidir.
Bu iş para harcamakla olmuyor. Kulüpleri monarşiyle yönetmekle hiç olmuyor. Bakıyorum da, başkanların yanlışlarını örtpas etmek için maddi hesabı var ama verdikleri zararın haddi hesabı yok.
***

O yüzden diyorum ki...
Büyüklük evrim geçiriyor. Kulüpleri bu hale düşürenlere birer muz yakışır! Kusuruma bakmasınlar.
Elimden gelen bu kadar.

* * *
Alex de Souza
Fenerbahçe sezona başlarken, Aykut Kocaman'ın bir hedefi vardı. "Alex'i imha etmek!"
Aziz Yıldırım da meseleye karşı çıkmadı.
Medyada lobi oluşturuldu.
Sezon başındaki Avrupa masalının bitmesinin bütün sebebi Aykut Kocaman'dı ama günahlar Alex'e yüklendi. "Madem büyük futbolcuydu, Avrupa'da niye oynamadı?"
Koca Fenerbahçe'nin savunması "pozisyon mezarlığı" olmuşken, medyada Alex'in tartışılması, oluşturulan lobinin eseridir.
Aykut Kocaman'ın Alex'i altederek, devrim yapma safsatası da böyle oluşturuldu.

* * *
Kuru yaprakları yeşertmekte Alex'in üstüne yoktur. Adamlıkta da.
Fenerbahçe'nin yerle bir olan savunması, Aykut Kocaman'ın eseri.
Ama bu Alex, Aykut Kocaman'ın eseri değil.
Alex'in duruşuna halk arasında kısaca "karşı duruş" diyorlar.
Aykut Kocaman ve arkasındaki sinsi güçler, Fenerbahçe'nin bu yıl birçok hedefini saptırdı. O yüzden takım içinde ve medyada oynanan oyunlar, bir şampiyonlukla
ödeştirilecek kadar basit değildir.

* * *
Satışlarımıza KDV dahildir!
Berbat bir sezon geçiren hakemler neden ağır eleştiri almıyor? Onları eleştirmekle yükümlü
olanlar, televizyonlarda susmak için para alıyor.

* * *
Kusura bakma kardeş!
Misimovic, kendini savundu."İdmanda sakız çiğnediğim için kadro dışı kaldım!" Arda Turan gibi, idmanda takım arkadaşının dudağını patlatsaydın, ücretine zam bile yapılırdı.

* * *
Engin Baytar: Güvenilmez
Tam iyileşme emareleri gösterdi ve "sağlıklı star" oldu derken. Engin Baytar, sorun yaratma tiryakisi olduğunu yeniden gösterdi.
Ona ne kadar iyimser baksak da...
İçindeki sorunlu adamı yok etmek mümkün olmuyor.
Basın toplantısındaki gösterisi saygılı fotoğrafla renklendi ama.
Bu adamda güven vermeyen bir hava esiyor.
Bir yanı sürekli tetikte bekliyor.
İçindeki "bitirim Engin" birkaç maçlığına bastırılmış olsa da...
Eminim ki, müsait olduğunda yeniden ortaya çıkacak.
O yüzden artık ona inanmıyorum.
Kusura bakmasın!

* * *
Düş sokağı sakinleri
Okulu kıran çocukların kalbini kırmamaktı aşk.
Gönül kuşlarını kırıntılarla doyurmak. Ölmek için değil, sevmek için gitmekti maçlara.
Karıncayı incitmemek.
Bizler aşk sokağı sakinleri.
Zalimleri hiç sevmeyiz.
Bizler yolda bulduğumuz gazeteleri, yere çömelip okurduk.
O gazetelerde şimdiki zibidilerden hiç yoktu.
Kalbi kasıklarında atan kadınların, ırkçı yazarlığın el üstünde taşınması, renkli televizyon ve gazetelerin icadıdır.
Boşuna özlemiyoruz siyah beyaz yılları.
Bizler düş sokağı sakinleri.
Puştları hiç sevmeyiz.

* * *
Bursaspor'un acizliği
Son olarakValencia'dan 6 gol yiyen Bursaspor tecrübe kazandı öyle mi?
Eğer bu ülkede şampiyon olmayı "ihtilal" gerçeğiyle bir tutuyorsanız.
Ve ayakta alkışlanıyorsanız.
Türkiye'yi Devler Ligi'nde temsil etmenin sorumluluğunu hissedip, yerine getirmek zorundasınız.
Valencia'ya nihayet bir gol atmak, gurur duyulacak bir sonuç doğuruyorsa.
Şampiyon Bursaspor takımına duyduğumuz saygının bir kısmını, Devler Ligi'ndeki Bursaspor takımından geri alıyoruz demektir.
Bu kadar küçük düşünen ve bu kadar aciz davranan
bir takımın hakkı olan da budur.

* * *
Haftalık
Gazetenin biri Nihat Kahveci'nin 4 maç oynamayacak olmasını "kötü haber" olarak veriyor.
Oysa Beşiktaş için harika bir haber!

* * *

Utancın diğer adı Bilica, idmanda Caner'in saçlarını çekti.
Siz onu bir de bıçak çekerken görmelisiniz!
Yüzündeki ifade Kurtlar Vadisi!

* * *

Affedersiniz şoför bey, müsait bir yerde tükürebilir miyim?
Bir televizyon yorumcusu geçti de...

* * *

Mourinho bile düzenbazlığa soyunuyorsa.
Hiçbir teknik adam için, kazanmanın namusu yoktur.

* * *

Aykut Kocaman, Kazım'ın biletini yeniden kesmiş.
Emin olun ki, gidiş- dönüştür!

* * *

Korkak yorumcular, başlarına külotlu çorap geçirerek yapsınlar yorumlarını.
Ne onlar bizi tanısın.
Ne biz onları.

* * *
Bir futbolcunun kendine bakmaması kesinlikle ahlaksızlıktır.
Var mı itirazı olan?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor