04 Nisan 2011 | Pazartesi

Panik-atak!

Dün gece geçen yıldan kalan yenilginin stresinden duvar ören Fenerbahçe, seri galibiyetlerini noktaladı.
Ligin ikinci yarısında maçları kopartan yıldızlar, dün gece yoksul gölgeleri oynayınca, sarı lacivertliler liderliğin 2 puan gerisine düştü.

* * *
Misafir mühimdi, üstelik geçen sezon giden şampiyonluğun sebeplerinden biriydi.
Tribünlere baktım, gece sineması.
Filmin adı "Hesap vakti!" Yankılanan sesler sadece bir titreşim değil, inancın da resmi. "Program zengin" dedim. "Gecenin içinden renkli resimler çıkacak."

* * *
Fenerbahçe'nin klasik başlangıcı yok.
Baskının yerinde stres var. Ben yine iyimser gözle baktım, bunu geçen yılki sonuca karşı tedbirli olmak saydım.
İlk çeyrekte Bursa'nın iki pozisyonu var.
Bunu da geçen sezondan kalan galibiyetin "naftalin kokusu" saydım. "Yine tedarikli gelmişler" notunu da düşerek.

* * *
Fenerbahçe
'nin iki santrforlu sistemine baktım, ikisi de rakibi şaşırtmaca tuzağına çekmek isterken, aslında kendilerine tuzak kurdular. Semih ve Niang maç boyu sinek avladı.
Oksijen deposu orta alan hırıltılı.
Baroni sıfırın altında. Mehmet Topuz ve Özer yokları oynuyor.
Özer bu takımın en zayıf halkası zaten.
Bu takımda yeri yok ama Aykut Kocaman'ın prensi olmak böyle bir şey.

* * *
İlk yarı boyunca Fenerbahçe'nin öldürücü kanat bindirmelerini aradım, yok.
Teoriden pratiğe geçecek halleri de yok.
Sahayı dikine kullanma arzusundaki Bursaspor'un Santos'un kanadından yaptığı bindirmeleri,"bir gerilim filminin fragmanları gibi" yorumladım. Ali Tandoğan, Santos'un arazisine kamp kurdu, bina dikti, hatta bayrak dikti.

* * *
Dün gece sahada hakemliğin bakımsız hallerinin tümü vardı. Kuddusi Müftüoğlu'nun Bursasporlu futbolculara gösterdiği kartlarla, Fenerbahçeli futbolculara göstermediği kartlar arasında adalet yoktu.
İlk yarının son dakikasında Semih'e rakip ceza alanında yapılan bir hareket var.
Bence penaltı. Semih'in ikinci yarının başında rakip cezaalanında Vederson'a yaptığı harekete faul çalıyorsan, penaltıyı da çalacaksın.

* * *
İkinci yarıda, stresine kilitlenmekle, liderliğe kilitlenmek arasındaki farkı anlayacak bir Fenerbahçe bekledim.
Oyunu rakip alana yığma isteği de öne çıktı.
Dozun arttığı dakikalarda Bursa'da çelik kapı gibi duran İbrahim Öztürk öne çıktı. Muhteşem oynadı. Bir futbolcu bir takımın karşısında nedir, onu hepimize gösterdi. Son dakikalardaki baskı, Bursa kalesi önü kıyamet gecesi gibiydi ama Fenerbahçeli futbolcular rakip kale önünde panik ataktı.

* * *
Her zaman söylüyorum, bu takımı şampiyon yapsa bile, Aykut Kocaman, bu takıma küçük kalıyor.
Dünkü eğitmenliği de yetersizdi, hamleleri de.

* * *
Sonuç olarak. Kimse sonuna kadar kazanamaz. Üstelik kendilerini geçen yıldan kalan hesabı ödeştirmekle yükümlü sayanlar, stresle donatılmışsa.
Seri galibiyet üstadına, beraberlik kalıyor.

* * *
Bursaspor'a gelince... Onlar ruhani bir mücadele verdiler. Saracoğlu'nda göklerin hakimi sayılan Lugano'nun rakip kale önünde tek kafa topu alamadan maçı bitirmesi, gecenin en belirgin gerçeğidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor