10 Nisan 2011 | Pazar

Söz konusu 3 puansa iyi futbol teferruattır

Kaybedilecek her puanın, büyük bedellerin sebebi olacağı bir maçtı.
O yüzden Fenerbahçe için, misafir geldiği gecenin sahibi olmak kaçınılmazdı.
Onlar da öyle yaptılar.

* * *
Fenerbahçe'nin golü erken yemesinde bile panik sezmedim.
En azından futbolcuların bu maçı "hayat memat meselesi" yaptığı ortadayken ve Eskişehirspor'un bütün kapıları açık bırakıp, "hurra" diye saldırmasını hesapsız bulduğum için...
Bazen erken gol atmanın bir takıma zehir, Fenerbahçe gibi bir takıma da panzehir olduğunu bildiğim için.

* * *
Eskişehirspor'un golünde Fenerbahçe orta alanının içler acısı haline baktım.
Pozisyona harika bir işçilik yapan Eskişehirli Alper'in hakkını verdim. "Böyle pozisyonlar futbolcu yaratır" diye not düştüm.
Ama Alex'i yine tırnak içine aldım. Fenerbahçe'yi takım yapan değerlerin başında Alex geliyorsa.
Goller de bu adamın ayaklanmasıyla geliyor.
Rakibin arkasına sızma planlarının krokisini çizen de Alex'ti... Caner ve Niang'a vur emri verip, yolu gösteren de...

* * *
İlk yarıda Fenerbahçe'nin alışılmış baskılı oyunu yok.
Orta alanın yaptırım gücü sıradan. Emre, Mehmet Topuz ve Baroni etkisiz.
Kanat bindirmeleri sayılı ama gelişler özenli. Caner sezonun en etkili oyununda. Gökhan Gönül'e baktım, ilk yarıda sadece tek etkili bindirmesi var.

* * *
Eskişehirspor'a baktım, naif bir savunma.
Forvet kuru gürültünün pabuçları. Batuhan, attığı golün dışında rakip savunmayı rahatsız eden hiçbir eylemde yok.
Orta alan inanmadıkları bir davanın koşuşturması içinde.
Üstelik "topsuz oyun" gerçeğinden sınıfta kalmış.

* * *
İlk yarının sonunda, 3 golün aksine, "45 dakikada futbol kaç dakika?" diye kendime bir soru sordum.
Sorunun cevabını, Fenerbahçe'nin ruh halini de hesaba katarak verdim. "Söz konusu 3 puansa, iyi futbol teferruattır."

* * *
İkinci yarıdaki Fenerbahçe, sonuçtan hoşnut, rakibi ürkütmeyen bir oyun anlayışının içinde.
Rakip alanda çoğalmayı düşünen Eskişehirli futbolcular ama bir kontrolsüzlük hakim.
Üstelik topla oynamak gibi bir tutkuları var.
Kale önüne şişirme topların getirisi yok.
İki takımın da bu yarıda bende bıraktığı izlenim. "İkisi de piyangodan çıkacak pozisyon bekliyorlar." 75. dakikada Eskişehir'in direkten dönen topunun karşılığı. "Tek rakamla büyük ikramiyeyi kaçırmak!" Semih'in attığı golü, talihin Fenerbahçe'nin yanında olduğunun kanıtı saydım.
O talihin adını da koydum. "Alex de Souza..."

* * *
Sonuç olarak...
Dün gece iyi futbol yoktu.
Ama akıl vardı, tecrübe vardı, özellikle aşk vardı. Fenerbahçeli futbolcuların yakasına yapışan gerçeğin adıydı aşk.
"3 puan aşkı."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor