25 Nisan 2011 | Pazartesi

Alex heykelini İzmir'e dikti bile

Dün gece İzmir'de ilk yarıda ruhu çekilmiş hayalet bir takım vardı.
Kaybetmek için elinden gelen her şeyi yaptılar ama sonrasında muhteşem bir dönüşle hayati bir maçtan kayıpsız çıktılar.

Alex de Souza… Dün sahada bildiğimiz Alex yoktu ama maçı döndüren adam oydu.
İstanbul'da heykeli dikilecek adam, dün gece heykelini İzmir'e dikti bile.
Altın, bronz karışımı...

İçinden liderlik geçen bir maç. İçinden belki de şampiyonluk geçen bir maç.
Adı deplasman ama İzmir'deki seyirci gerçeğini ve Bucapor'un küme düşme gerçeğini görünce, rakibin görünen adı.. Tek kişi kalmış canavar." Daha ilk dakikalarda Buca alanına yığılan bir oyun anlayışı.
Dönen toplar Fenerbahçe'de… "Gecenin final anonsu, maçın başında yapılıyor" diye düşünüyordum ki… Söylediklerimi tekzip eden bir Buca golü geldi. "Bu gol ve pozisyon neyi anlatır?" diye kendime sordum. Cevabını verdim. "Fenerbahçe savunmasının içler acısı halini."

Kalabalık Buca savunmasındaki gönül kilidini açacak anahtarın kim olacağını düşünürken, Emre'nin harika golü geldi.
Bu gole bir isim vermem gerekirse. "Futbolun tablosuna asılacak en güzel resimlerden biri" dedim.

Semih
'in çok kolay imha edildiği hücum biçiminde, Fenerbahçe'nin baskısının orta alanda eridiğini gördüm.
Kanatların alışılmış bindirmelerinde etkili olmadığı dakikalarda Bucaspor'un şaşırtıcı bindirmelerini izledim.
Bu dakikalarda Fenerbahçe savunmasında tüfek sesi yemiş bir kuş sürüsü gördüm. Volkan da topları kalede gördü zaten.

İlk yarıda gecenin yoklamasında "buradayım" diyen Fenerbahçeli yok. Alex'in bile kendine yabancı olduğu bir ilk yarı. Semih kendine tutuklu.
Orta alan kendi labirentinde kaybolmuş. Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki yorgun ve bıkkın halinin bendeki karşılığı.. "Hayalet operası." Bucaspor'a gelince. Pompei uyandı sanki.
Benim maçın başındaki düşüncemi yerle bir eden ateşli ayaklar.

İkinci yarıda "saatlerin üç buçuk attığı" gerçeğine sığınacak bir Fenerbahçe beklerken, yine Abdülkadir çıktı sahneye. Yobo'nun refaketinde Fenerbahçe dondurup paketledi.
Ne olduysa bu golden sonra oldu. Fenerbahçe için maçın koptuğu sanılan bir zaman diliminde Alex çıktı sahneye… Arka arkaya gelen iki golden sonra "Kral geceye hükmediyor" dedim. Ve hayaletlerin mucizevi dönüşünü izledim. Bucaspor'un yeni halini, "kuvveti bitince ortaya posası çıkan bir takım" olarak değerlendirdim. Güiza'nın galibiyet golünü gecenin en sihirli vuruşu ilan ettim. Tedirginliğin sürdüğü son dakikalarda Santos'un attığı harika golde tribünlere baktım… Liderliğin renk olarak yansıdığı cennet, Fenerbahçe tribünleriydi.
Veda bileti de Bucaspor'da…

Futbolda veresiye olmaz.
Emek vermezsen bedelini pahalıya ödeyeceğini bileceksin.
İnanırsan ve mücadele edersen, verdiğin emeklerin karşılığını alacaksın.
Sonuç olarak... Fenerbahçe'nin başı yıldızlarda… Ayakları samanyolunda.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor