29 Nisan 2011 | Cuma

9 kopya

Bu yazı laf olsun diye değil, sizlere şans getirmek için yazıldı.
Her sezon kirli lig sonu manzaralarını, ağlama duvarına yaslanıp sistemi kullananları görmüş biri tarafından.
Bu bir talih zinciridir.
Bu yazıyı en az 9 kopya yapıp, ligin son maçından önce sevdiklerinize gönderin.
Gönül verdiğiniz takımınızla birlikte sizlerin de talihi değişecektir.
Şaka değil, sakın ha ciddiye almazlık yapmayın.

***

Sakarya'da bir taraftar bu yazıyı elinde tuttu, takımı küme düştü. Buca'da bir kulüp başkanı bu yazının sihrine inanmadı, takımın başına Bülent Uygun'u getirdi, ne hallere düştü. Bülent Uygun bu yazıyı 9 kopya yapıp dağıttı, Buca'yı dağıttı ama Eskişehir'de prens oldu.
12 Eylül öncesinde bu mektubun talihine inanmayanlar asıldılar.
Bazı futbolcuların jübilesi yapılmadı, bazıları dipsiz kuyulara atıldı.
Bu mektuba inananlar hayali ihracattan, ihalelerden milyon dolarlar kazanıp başkan bile oldular.
***

Eli kalem bile tutmayan bir adam, bu yazıyı 9 kopya olarak tanıdığı insanlara gönderdi, spor yazarı oldu.
Mahallenin erkeklerine bacaklarını göstererek geçinen bir kadın da aynen bu yoldan gitti.
Şimdi popüler bir sunucu. Kerhane kapısında tatlı satan biri, 9 kopyadan sonra televizyonlara program hazırlamaya başladı. Aldı başını gitti.
Bir başka adam 9 kopyayı sevdiklerine gönderdi. Şimdi çok eşli yaşıyor, Kayısıyı bile Şam'da yiyor. Hakemin biri 9 kopya gönderdi dileği kabul oldu. Adamın dileği şerefsizlikte aşama kaydetmekmiş. Zaman aşımına uğramayan en büyük gerçektir yalan.
Yalanlara bu kadar inanan bir toplumun, en büyük güvencesidir talih.
Ama talih de bir saltanattır.
O talih sayesinde bazen merdiven kullanmadan gökyüzüne çıkılır.
O talih bazen insanın başına yıkılır.
***

Bu kirli ülkede emeklerin değeri yoktur.
Hokkabazlığın, iş bitiriciliğin ve sırnaşmanın getirisi vardır.
Alın işte, size en kolayından 9 kopyalı bir çıkış yolu.
Hayatınızı değiştirin!

(Not: Bir yazarın en büyük güvencesi, okuyucularının zekasına olan güvenidir.)

* * *
NİYE YAPTIN NİHAT?
Bütün sezonu "vasıfsız işçi gibi" geçiren Nihat Kahveci, gazeteci Turgay Demir'e saldırdı Sormak gerek.
Niye yaptın Nihat?
Seni bozan o çirkin söylemler nerden çıktı?
Ağzını bozmaya ne hakkın var?
İnsanları zan altına iteklemeye, yumruk atmaya… Üstelik paranla hava atıp, sonra "paramı konuşuyorlar" gibi ikinci sınıf sızlanmaya… Keşke Turgay Demir'i tanımayı deneseydin.
30 yıllık gazeteciliğindeki dik başlı duruşunu.
Hala kirada oturduğunu, kimsenin kayığına binmeden, küreklerini tek başına çektiği bir hayatın içinde nasıl onurlu yaşadığını öğrenseydin.
Eminim o gece kapısına kadar gider, salladığın yumruk için de, söylediklerin için de özür dilerdin.
Sevgili Nihat, Avrupa'da yaşadığın yıllar da sana bir şey kazandıramamış ya!
Yaptığın çirkinlik, yaşadıkça omuzlarını da çürütecek, seni de… Çünkü aldığın parayı hak etmekten daha önemlisi… Apoletini de hak etmemişsin.
Yazık etmişsin yıllarına.

* * *
ÖZCAN KIZILTAN
Geçen yıl Bucaspor'u şampiyon yaptıktan sonra, Buca yöneticilerinin ihanetine uğrayan Özcan Kızıltan, yine teknik adamlık dersi verdi.
Göztepe yarınki maçı kazanırsa şampiyon olacak.
Adamlık önemli şeydir.
Teknik adamlıkla birleştiğinde bütün engelleri yıkar.
Özcan gibilerinin kazandığını görmek, gelecekten umut kesmememiz gerektiğini gösteren bir işarettir.
O yüzden ben böyle adamlardan tarafım.

İYİ TANIRSINIZ!
Kahve içtiğim mekana önceki akşam bir hakem geldi.
Herkesin midesi bulandı.
Kusan kusana.

* * *
MELEKLER İMZA TOPLUYOR
Verilmeyen iki penaltıya rağmen kazanılan 3 puanlık maçlarda yaygara koparmakla.
Beleşe verilen penaltıyla kazanılan 3 puanlık maçları toplarsak. Bunlardan hakemlere ses çıkartılmadan uyunmuş geceleri çıkarırsak elde kaç kalır?
Bir hafta önce cenazesini kaldırdıkları hakemliğin, bir hafta sonra fidanını dikenlerin, Türk futbolunun ocağına incir ağacı diktiğini söylersek, kaç parçaya bölünürüz?
Bu nasıl bir metematiktir?
Hesabını kimler tutar?
Herkes aynaya baksın.
Kimseniz onu görürsünüz.
Eğer lig manzaralarına biraz yürekli bakarsanız. Şeytanlığın puan topladığı bir memlekette.
Meleklerin imza topladığını görürsünüz.
Bu kirden arınmak için.

* * *
Eğer can taşıyorsan. Lugano'nun rakibin ölümüne ayak basan o zalim sahnesini unutma… Unutturma…

* * *
Başkan enkazı!
Galatasaray tarihi Adnan Polat gibi birini görmedi.
Kulübün anahtarını denize attı, bulan başkan olsun diyor.
Verdiği zararın haddi hesabı yok.
Galatasaray'ı rakiplerinin zil takıp oynattığı bir futbol takımına dönüştürdü.
Ben diyorum ki… Bu adam sadece kulübünü değil, kendi başkanlık makamını da enkaza çevirdi.

* * *
HAFTALIK
Bünyamın Gezer'in hakemlik yaptığı ülkede. Adaleti kayıp ilanlarında arasanız da bulamazsınız.

Işın Çelebi'nin "Onlar beyaz Türk, biz zenciyiz" sözleri için Faruk Süren mahkemeye başvurdu.
Işın Çelebi'nin hayatı politikadır. Ölü değerler koleksiyoncusu.

Trabzonspor Genel Sekreteri Hasan Yener, ilginç bir yorumda bulundu. "Aykut Kocaman'ın açıklamalarından sonra penaltımız yok." Hakemler birilerinin ağzının içine düşerken.
Sizin futbolcuların cezaalanı içinde düşürülmesi yetmez.

Messi, vurup kırmakla maç kazanmak isteyen Mourinho'nun ipliğini bile pazara çıkaran adamdır.

Geçen haftanın en komik görüntüsü, attığı golden sonra Galatasaray formasını öpen Gökhan Zan'a ait.
Bir sezonda 2 takımı küme düşüren Yılmaz Vural tarihe geçti. Hayaliydi zaten.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor