14 Eylül 2011 | Çarşamba

Tasarruf!

İİki ayağı üstünde duramayan futbol.
Yabancı futbolcular için "tombul oğlanlar konsolosluğuna dönüşen" cennet ülkemiz..
Kendilerini futboldan daha değerli ilan eden televizyonlar.
Futbolumuzun teminatı olan para.
Sistemli ihanetler, seviyesiz nefretler.
Ve adaletin gözünü çıkartan hakemlik sistemiyle.
Yeni bir sezon daha başladı.

* * *
Yabancı futbolcu sayısının artırılması için kaç yıldır yaygara koparanların eseridir Türk futbolu. Quaresma'ya bakın, en sükseli etikete.
Bizi kuşatan sorumsuzluğun çemberinden, kulüplerimize kalanlara bakın.
Ne işe yarayacağı belirsiz birinin, futbolun neresinde olduğuna bakın.
Onu sahadan atamayan korkak hakemliğe bakın.
Anahtar sözcüğün adaletsizlik olduğu bir düzende, denklemi çözmeniz hiç zor değil.


* * *
Galatasaraylı Melo
'ya bakın.
Rakibine topsuz alanda en afili tokadı atmakla gurur duyan bir terbiyesize, yan gözle bile bakamayan biçare hakemliğe bir daha bakın.
Böyle biri futbol oynamaya mı gelmiş?
Hakemliğin görmeyen yanına mı rast gelmiş? Onun muhasebesini namuslu insanlara bırakın.
Bunlarla mı ligin sonunu getireceğiz?
Hakemlerin büyük takımların bitirimleriyle, samimi olmaktan keyif aldığı aşikar değil mi?

* * *
Gelelim futbolun kalitesine.
Harcanan paralara. Galatasaray ve Beşiktaş ligin ilk haftasında suçüstü yakalandı.
Gördük ki, yürek değil isimler forma giyiyor!
Yerliler de yabancılardan farklı değil. Galatasaraylı Çağlar, daha ilk maçında kasığından sakatlanıyor.
Bakımsızlığın tüm hali mevcut. Galatasaraylı Servet ve Gökhan Zan için "minderin aslanları" konulu güreşler daha ideal bir seçim olmaz mıydı sanıyorsunuz?
Bu kadar ağır ve hantal olmak futbolun kitabında yazmıyorsa.
Bizim yazdıklarımızın "inciten" yanını mı sorgulayacaksınız yoksa?

* * *
Fenerbahçe'ye ayrı bir gözle bakın.
Bir takımın üzerine bu kadar gidildiği halde, saha dışındaki kangrenin, saha içindeki takımı sarmamış olmasındaki güce de vicdanınızla bakın.
Elindeki en değerli adamları ve ligin ilk maçında seyircisini bile kaybetmiş olan bir takımın, kazandığı 3 puanın anlamını hissetmek için, renk ayrımı yapmayın..
Bir takıma 11 günde 4 maç yükleyen insafsız düzene de, "Bütün ülke bu takımın üzerine yürüyor" gözüyle bakın.

* * *
Abdullah Avcı'
ya bakın.
Üstünü çizemediğiniz isimlere inat, onun adının altını çizin.
Emeğin, birikimin ve kültürün bu ülkede hala neden değer bulmadığına bir göz atın.
Yılda 4.5 milyon euro ücret alan Hiddink gibilerinin, futbolumuzda hastalık içerdiği ortadayken, Abdullah Avcı gibilerine, bu kapının neden açılmadığını sorgulayın lütfen. Suyun akacağı taraf belliyse, siz kimden tarafsınız, onu belirtin hiç olmazsa.

* * *
Ekranda oynaşan yorumculara bakın.
Kendi çıkarlarının dışında hiçbir meseleye bulaşmayan omurgasızlara.
Yeni sabotajlara hazır oldukları yüzlerinden okunuyor da, hanginize dokunuyor acaba?
Soruşturmalarda kurtlanmış olanların "Kurt adam" olmak için Play Off maçlarına saklandıklarına hiç şüphem yok.

* * *
Neyse...
Siz benim yazdıklarıma bakmayın. Umarım vicdanınız ve adaletiniz
tasarrufunuzdadır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor