04 Ocak 2013 | Cuma

Süleyman Seba ve diğerleri

İnönü Stadı mayıs ayında hayatımızdan ayrılıyor.
Çocukluğumuzun Mithatpaşa'sı… Yalınayak gelip, kaçak maç seyretmenin tadına doyamadığımız masal stadı.
İnönü'ye muhteşem bir veda programı hazırlanmış.
Rihanna veya Madonna'nın sahne alacağı konuşuluyor.
O stadın en çok Süleyman Seba'ya veda borcu var.
Onun onur heykeli, sadece Beşiktaş taraftarında değil.
Bütün sporseverlerin gönlünde dikildi.
Ve bir tarih uğurlanırken.
O tarihin en önemli şahsını omuzlarda taşımak, bir kez daha hepimizin görevidir.
Süleyman Seba gibi insanları çoğaltabilseydik.
Futbolumuzda çok şey değişirdi çünkü.

***
Adnan Öztürk, Galatasaray Kulübü'nde başkan yardımcısı.
Yeni yıl mesajında, futbolda tartışmalardan uzak, futbolun güzelliklerinin konuşulduğu bir yıl dilerken, Meireles'i işaret etmiş. "Ben başkan olsam, böyle bir adam takım otobüsüne bile binemez. Taksiyle evine gider!"
***
Meireles'in yaptıklarının bedelini ödemesi gerekir.
Tükürük konusunda verilen karara saygı duymamız da, bizim yükümlülüğümüz.
Merkez Hakem Kurulu, kendi hakemine inanmıyorsa, biz mi inanacağız?
Çirkinliğin her zerresine tepki gösterecek yürek, hangi yöneticide var, onu tartışalım?
Adnan Öztürk'ün başkan yardımcısı olduğu kulüpte, örnek o kadar çok futbolcu varken, Meireles hakkında konuşmak fıkra gibi.
Melo diye biri var.
Kendi takım arkadaşını soyunma odasında dövmüş.
Sahanın ortasında yapmadığı çirkinlik kalmamış.
Melo konusunda Adnan Öztürk, bir varmış, bir yokmuş masalında mı kalmış?
Yoksa takım otobüsünde en güzel yer Melo'ya mı ayrılmış?
***
Burak Yılmaz diye biri var.
Onun Beşiktaş maçındaki penaltısına arka çıkan yöneticiliğin, bu topraklarda işinin olmaması gerekiyor.
Adnan Öztürk, kendisinde olmayanı başkasında niye arıyor?
Ya Engin Baytar?
11 maç ceza alıp, kulübünün desteğini arkasına alan bir adamı, otobüste nereye oturtmuşlardır acaba?
Çirkinliklerin ruhuna iyileştirici beden bulamayanlar.
Onlara forma giydirmek için kolay nedenler bulabiliyorsa, neyi tartışıyoruz?

***
Bu ülkede yönetici zarafeti laftadır. Onlar her zaman kulüplerinin çıkarlarının olduğu saftadır.
Sadece futbolun konuşulduğu bir düzen istiyorsak. Herkes önce kendi kapısının önünü temizlesin.
Kendi futbolcularının çirkinliklerine suskun kalanlar… Mesele sadece Fenerbahçe olduğu zaman ayaklanıyorsa.
Kimse kusura bakmasın ama, bizler de böyle zamanlar için varız!
Ayrıca şunu kimse unutmasın.
Birbirlerine kırdırılan taraftarlar, günü gelince kendilerini kırdıranları haklar.