Alkışlarla

Dün gece lig öncesi gerçek bir sınavın içindeki bir Fenerbahçe izledim. Harcı sabır.
Top ayağındayken futbolu güzelleştiren, etkili bindirmeler yapan.
Topa sahip olamadığı zaman, nasıl bir tavır takınacağının sınamasına soyunan.
Golü atmak istediği zaman, defalarca krokisini çizdiği halde "ben istersem atarım" mührünü basan.
Ve gençlere güvenmenin kapısını açan, ilginç bir Fenerbahçe.

***
İkinci yarıda yağmurla oyundan kopan, tamamen kendine dönük Fenerbahçe de izledik ama Aykut Kocaman'ın hamleleri, bu gidişi yolundan döndürdü.
Görünen şu ki… Kupa maçlarında Fenerbahçe için gençleri kazanmak, maçı kazanmak kadar değerli.
Ama gençleri kazanmak adına, maçı kaybetmemek de değerli.

***
Bursaspor'un, ligin en disiplinli takımlarından biri olduğunu belirtelim.
Böyle bir takımı yenmenin sıradan olmadığını da.
Dün gecenin en çok ilgimi çeken ismi Salih Uçan'dı.
Kesinlikle Fenerbahçe'nin yarınlarına büyük imza atacak.
Diğer futbolcuların da hakkını vermem gerekirse, Bekir, Gökhan Gönül, Mehmet Topal'ı ve Semih'in o kadar ayrı kalmasına rağmen, takımına yabancılık çekmemiş halini "tırnak içine" alırım.
Sonuç olarak…
"Durakları vakit harcamadan geçen kupa yolcusu Fenerbahçe, dün gece Bursa'dan da lige gülümseyen resimler bırakarak geçti" der…
Gecenin kapısını alkışlarla kapatırım.