Yürekten imza

Dünkü Fenerbahçe, bütün güzelliklerin toplandığı bir fotoğraf gibiydi.
Kaç zamandır, bu kadar güzel kazanmamıştı.
Gördük ki, alın terine hiçbir şey yanlışlık yapamaz.
Dün gece arkadaşlık bağlarıyla omuz omuza çarpışarak alınmış bir galibiyettir.

***

Maça yenik başlamakla sınanmış bir Fenerbahçe.
Bütün hesapların ters yüz edilmesi gibi. Golden sonra Fenerbahçe'nin ezici bir üstünlüğü var.
İki kanattan da periyodik bindirmeler.
Hakemin yazdığı kadere mahkum olmaktansa, kendi kaderimi kendim yazarım düşüncesi.
Ama ilk yarıda bu denli ezici baskıya rağmen tehlike yaratacak pozisyonlar mevcut değil.
Webo iyi niyetli mücadelenin içinde olsa da, olması gereken yerde bulunmaması, pozisyon yoksulluğun sebeplerinden biriydi.

***

İkinci yarıda B planı devrede.
Maçın 55. dakikasında Gökhan Gönül'ün kale çizgisi önündeki müdahalesi, maçın kırılma noktasıydı ama Sow'un oyuna girişiyle, Webo'nun rakip ceza alanı içindeki bereketli hali sahneye çıktı.
Golden sonra da, galibiyetin kalbine cesaretli bindirmeler.
Mücadelenin erdemi ve son dakikada gelen goller.
Gördük ki, büyük takımlar beyaz bayrak asmaz, ölümüne koşar.
Dün gecenin önüne çıkan isimler arasında ilk sırayı Kuyt'a veriyorum. Gecenin en hamarat adamıydı. Meireles, eleştirilerden nasibini alan bir mücadele içindeydi.
Gökhan Gönül de kritik müdahalelerin ve harika bindirmelerin adamıydı.
Emre sadece futbol oynamayı düşündüğünde, hayati bir adam oluyor.
Sow ve Webo, rakip kale önünde bulundukları sürece, Fenerbahçe'nin pozisyon zenginliği kaçınılmaz.

***
Bazı geceler futbol oynanır, bazı geceler yaşanır.
Fenerbahçe dün geceyi ruhunda yaşadı.
Futbolculara kimlik sorulsa, formalarını gösterirlerdi.
Futbolun lisanıyla...
O yüzden gecenin başlığını "yürekten imza" koydum