Vahşet tiyatrosu

Dostluk sinemasında oynanan filmler gibiydi futbol.
Adının önünde"adam" vasfı olan insanlarımız vardı, yöneticilik yaparlardı.
Kışkırtıcılık değil.
Gazetecilik yaparlardı, soysuz tüccarlık değil.
Sonra birileri geldi, sonra başkaları.
Bu zevki elimizden aldılar.
Yerine vahşet tiyatrolarını sahneye koydular. "Kan istiyoruz" dediler. "Şehirlererası terör istiyoruz!"
Televizyonlara adamlarını yerleştirdiler. Şimdi arsızca sportmenlikten bahsediyorlar.
Kalbi durmuş görüntülerin sebebi kendilerinden başkalarıymış gibi.
Futbolun damarlarında, tedavisi imkansız hastalığın mikrobunu başkaları salmış gibi.

***

Trabzon'da sözde futbol maçı. Özde nefret travması.
Fenerbahçe'nin köşe vuruşu yapma hakkı, tribünlerden atılan taşlarla neredeyse elinden alınıyor ve hakem bunu seyrediyor.
Yetmiyor, yanıcı maddeler, kapı kolları ne ararsanız var.
Trabzon tribünleri içindeki nefreti harç yapmış, sıvadıkça sıvıyor.
Kale arkasındaki tribünlerin futbolla ilgileri yok. Kendi takımlarının arkasında durmak gibi bir duyguları hiç yok.
Oysa futbolun durduğu her dakika bir utanç.

***

O taşlar bir futbolcunun kafasına gelse, yara almadan kurtulması mümkün değil.
Bu mu insanlık?
Taşların oraya sokulmasına izin veren kim?
O sorumluları ne zaman bulabileceğiz?
O tribünleri aylardır bileyleyen kim?
Sportmenlikten nasibini alan yöneticileri ne zaman gördük ki, şimdi göreceğiz?

***

Evet, maçın tatil edilmesi gerekirdi. Hatta daha önce.
Çünkü tribünler daha ilk dakikada rengini belli etti.
İlerleyen dakikalar futbolcuların can güvenliğinin azaldığı dakikalara dönüşmeye başladıysa.
O maçın tatil edilmesi zorunluydu.
Hakemin maçtaki tek doğru ve cesur kararıydı.
17. dakikada Mustafa Akbaş'ın Sow'a yaptığı harekete penaltı veremeyecek kadar korkak davrandığı halde.

***

Futbolumuz iğrenç bir ortama sürüklendi.
Herkes bu kirli oyunun içinde.
Özellikle ligi dengelemek isteyen ekranların soysuz tüccarları.
Futbolumuzu sadece ticaret ve para ağacı gibi görenler.
Fenerbahçe'nin liderliğine göz koyup, geriden gelenlerle aradaki farkı yok ettirmek için çırpınanlar.

***

O tüccarlara söylenecek tek sözüm var. "Yeteri kadar para kazandınız. Biraz da şeref ve haysiyet peşinde koşun!"

***

Fenerbahçe'ye gelince...
Onlar sadece Trabzon'daki baskı ortamına değil...
Sisteme karşı direnme kapasitelerinin de ne kadar güçlü olduğunu göstermek zorundalar.
O soysuz tüccarlar filmi yarım bırakmaz çünkü.