22 Ağustos 2017 | Salı

Ucuz aşklar!

Üzerinde Fenerbahçe formalı bir çocuk simit satarak hayatını kazanıyor.
Van Persie Fenerbahçe'de tecrübe kazanıyor. Yılda 5.7 milyon euro.
Van Persie, "Hiç cesaretim kalmamış" diyor çocuğa; "sende var mı?" Çocuk, "Bende simit satacak onur var" diyor, "aldığı paranın üstüne yatanların pek ilgisini çekmez." "Sen beni tanımıyorsun galiba" diye karşılık veriyor Van Persie.
"Yoo" diyor çocuk "iyi tanıyorum." "Mars'ta su vardır, sende ruh yoktur." "Sen benim değerimi biliyor musun?" diye tepki gösteriyor Van Persie." Çocuk üzerindeki formayı öperek okkalı bir cevap veriyor.
"Ucuz aşklar pahalıya mal olur."

***

Trabzonspor maçı Van Persie'nin çuvallamış halinin Aykut Kocaman tarafından Fenerbahçe'ye ikramıdır.
Üçüncü sezondur görüyoruz ki;
Van Persie'nin pozisyonların ayağına gitmesine gerek yok.
Pozisyon ayağına gelirse ne ala!
Aykut Kocaman, Van Persie gibi bir adamdan hala ne umuyor?
Pazar gecesi şampiyonluğa bir adım daha mı yaklaştı?
İki haftada oluşan 4 puanlık farkı hafife almanın ağır bedeller ödeteceği ortadayken.

***

Fenerbahçe adına taraftarın sezon başındaki teyakkuz hali ortadan kaldırıldı mı? Hiç sanmıyorum.
Bazı futbolcuları gönüllerinde işaretleyenler son şansı verdiler.
Valbuena'nın iyiniyetine tam puan.
Herkes koşar da, koşarken yorulmayan adam olmak mesele.
Böyle adamların futbolun başının üzerinde yeri var.
Alper Potuk'un takımdaki yeni "hakem muhtarı" olduğunu, Mehmet Topal'ın Elm sokağı Kabusu filmindeki rolünün devam ettiğini söylemek boynumuzun borcu.
Yine gam yükünün kervanı geldi dersek acele etmiş oluruz.
Ama Aykut Kocaman ikinci haftada garantili şampiyonluk mesajları veriyor.
Geçen sezonun taklidi olan bir takımda, ıskartaya çıkartılması gereken adamlardan vazgeçilmezse, sezonun sonu da ıstırap olur.
O yüzden her sezon başında hep aynı film gelir aklıma. Marcel Camus'un 1959 yapımı Siyah Orfe filmi.
Filmde 10 yaşlarında bir çocuk eline gitarı alır, yanında küçük bir kız ve bir çocuk daha vardır. "Çabuk olalım" der.
"Güneşin doğmasını sağlamamız gerek, gecikirsek doğamaz."

***

Geçen sezon esneyen Aslan bu sezon kükrüyor.
Rakibi devre dışı bırakacak gerçekler Galatasaray takımında mevcut.
Maksimum mücadele, üst düzey yardımlaşma. Bir futbol armonisi.
İki haftadır kazanma ruhuyla futbol estetiği bir araya gelince, seyirci de bu hazzı yaşadı, futbolcular da.
Para harcayarak takım kurmanın da bir özelliği varmış demek ki!
İthal sütle beslenen transfer fiyaskolarına inat!

***

Beşiktaş'ta iki şampiyonluğun sarhoşluğu var, takım kazanmaktan bıkmış pozlarındaydı.
Quaresma tripleri de sezonu erken açtı. Tadı kaçmış çiklet gibi!
Takımın el freni olduğunu göremeyen biri, sahadan alınırken gösterdiği tepkilerle büyüdüğünü zannediyor.
Bu sezon rakiplerin güçlendiği gerçeğini fark etmeyen birinin zayıflığı, yakında çıkacak olan sorunların anonsudur! " Lens gibi bir alternatifin varsa, daha çok çalışman gerek Quaresma" notuyla birlikte.

***

Herkes kendi resmini çerçeveleyip duvara assa, ne çok şey görecek ama.
O eski asalet "attaya" gitti!
Dönerse şerefsizim!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor