03 Mayıs 2024 | Cuma

Sülükler!

Birileri isimlerini yazmak için kirli nefesiyle futbolun camlarını hohluyor! Birileri de parayı nerden bulduğu bile sorgulanmayan bu züppeleri pohpohluyor.
Parasız bir şey olmuyor diye insanlıktan çıkılması gerekmiyor.
"Futbolda aklanan kara para saklanan paranın yanında devede kulaktır" dediğimiz zaman hükmü olmuyorsa, çocuklarınızın hayatına futbolla girenlerin, çıkarken yanlarında o çocukların ömrünü götüreceklerinden de şüpheniz olmasın.
Bu ülkede hırsız hırsızı korur. O hırsızlar bizlerin her şeyini alır da biz onlardan hırsımızı bile alamayız.

Futbol insani duyguların hakim olduğu her yerde sanat yerine geçer.
Bizde paradır, tehdittir, her yere uzanan kirli ellerin "salya sümük zaferidir!" Adaletsizliğin aynasına bakıp saçlarını tarayanlarla, masum olduğu halde suçlanıp adalet arayanlar arasında çelişkilerle yüklüdür ülke.
Anlamı yoktur hiçbir haykırışın!
Karanlık adamların üzerini arasalar kirli para çıkar, kötülüğün krokileri çıkar ama zerre kadar insanlık çıkmaz!
Biz de "yakışın" deriz bu ağalara ve ortaklarına, "birbirinize daha çok yakışın!" H H H
Futbol sadece seyredilmek için değildir sorgu gerektirir. Bayern Münih-Real Madrid maçında izlediğimiz hakem, bizim ülkemizde ömrü billah göremeyeceğiz kadar zarif, adil ve mesleki varlığını sahada ispatlamış yürekli bir hakemdi. Maçın sonuna sadece 3 dakika ilave edildi.
Çünkü topun oyunda kalma süresi bir futbol maçına yakışan biçimdeydi.
16 dakika uzatılan bizdeki maçlar gibi düdük enflasyonu ve yönetici korkusu yoktu.

Bizim ülkemizin hakemlerinin çoğu yıllarca kabadayıların ağzının içine düştüler bir daha çıkamadılar.
Mikrobik tahliller yaptırmadılar.
Meslekteki saygıyı yeniden kazanmak için yapmaları gerekenleri de yapmadılar çünkü ihtiyaç duymadılar.
Onlar meslekten el çektirildikten sonra ancak ekranlarda yorumcu olur! Kirli düdükleri de boyunlarında utancın kolyesi olur!

Pandemi zamanında yazmıştım, 1970 yılının sonbaharında İtalya ve Fransa'da milli felaket halini alan grip güney sınırlarından Türkiye'ye girmişti.
Kızılay Kan Merkezi radyo anonslarıyla kan arıyordu ve stoklar tükenmişti. Radyolardaki anonsun şekli de değişti. "Kanı değiştirilecek bebekler için büyük tehlike var lütfen kan verin!" Kızılay'da 75 liraya satılan kanın şişesi karaborsada 200 liraya çıkmıştı.

Asıl kan sülüklere gidiyordu ve bataklıklardan toplanan sülükler el altından iyi fiyata gidiyor, insanlar sülüklere kanını emdirip virüsten korunduklarını düşünüyorlardı.
Geçen zaman içinde bataklık sülüklerinin yerini insan denen sülükler aldı.
İki çocuk arasındaki konuşmaya şahit olmuştum da hiç aklımdan çıkmadı.
"Benim babam başkalarını düşündüğü için suçlu sayıldı, senin baban kendinden başkasını düşünmediği için paraya boğuldu!" Not: Yakası değiştirilmiş gömlekleri giyen ama harama yan gözle bakmayan onurlu babaların çocuğu olmak gururdur. Şerefsiz kazancın hain zaferine imza atanlara, kirli parayla düşüp kalkanlara ve her türlü şartta adaletten muaf tutulanlara zerre kadar saygımız yoktur.

"Futbol bu yazının neresinde?" derseniz cevabım hazır; insanların kanına işleyen sevdasında!
"Sülükler nerede?" derseniz!
Onlar her yerde! Hele arkalarında karanlık güçleri varsa, kanını emecekleri çocuklarımız bile onların her emrine amade!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI

TÜM YAZILARI

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor