Canaydın ruhuyla

Centilmen başkan Özhan Canaydın'a Allah'tan rahmet dileyip, şükranlarımızı sunmak görevimiz. Çünkü yaşamında olduğu gibi aramızdan ayrılırken de Türk futbolunun en çok ihtiyaç duyduğu fairplay ruhunun ortaya çıkmasını sağladı. Bir başka söylemle futbolumuzun üzerinde bulunan gerilim hattındaki elektriği aldı. Derbi öncesi en çok ihtiyaç duyduğumuz da buydu. Çünkü bu maç taşıdığı yük açısından iki büyüğün ligdeki gidişatına yön vereceği gibi, Bursaspor ve Beşiktaş'ın konumunu belirleyecek. Başka söylemle, beraberliğin bile değerli olmadığı bir derbi bu... Peki, genel bir bakışla teknik, taktik ve mental açıdan bizi nasıl bir derbi bekliyor? Gerek Galatasaray, gerekse Fenerbahçe, oynadıkları futbolla yandaşlarına umut vermiyor. Ancak iki takımın oyuncuları da mental olarak bu karşılaşmayı diğer maçlardan farklı algılayacaktır. Maça Fenerbahçe açısından baktığımızda önemli artı ve eksiler göreceğiz. Önce artılardan başlayalım...

Emre önemli faktör
Fenerbahçe'nin son haftalarda kalesini gole kapatması, rakiplere pozisyon zenginliği bile vermemesi, ofansif gücü yüksek Galatasaray karşısında önemli avantaj. Oynaması halinde Eme Belözoğlu faktörü orta alanda ibreyi Fenerbahçe lehine döndürecektir. Tabii Emre otokontrolünü başarabilirse... Rijkaard'ın rakibe göre plan yapmaması da Fenerbahçe için avantaj olacaktır. Sözgelimi Rijkaard, Alex'in serbest oynamasına müsaade edecektir. Galatasaray'ın oyun içinde 4-2-4'e dönen oyun planı, deplasman takımı olarak Fenerbahçe'nin işine yarayacaktır. İkinci bölgede oluşacak kalabalık, savunma imkanını yükseltecek, kazanılan ikinci toplarla savunma arkası koşular yapılabilecek. Ve eksiler... Fenerbahçe'nin, gol yollarındaki sıkıntısı önemli handikap. Kanatlarda Özer Hurmacı ve Mehmet Topuz'un yeterli performansa ulaşamaması da... Ve Ali Sami Yen'de oluşacak ortam... Özetle... Sakin, disiplinli ve orta alanda etkin olan takım, bir adım önde olacak.