31 Temmuz 2010 | Cumartesi

Biraz sabır lütfen

İstikrarı, öze dönüşü, sistemi ve ekolü savunanlar, bu uğurdaki her girişime herkesten önce engel haline geliyorlar. Mesela, futbolumuzun lokomotifi Fenerbahçe, radikal bir kararla Aykut Kocaman'ı göreve getirmiş. Gerekli takviyeler yapılmadan sezon hazırlıkları başlamış... Özer, Mehmet Topuz, Gökhan Gönül ve Lugano'suz bu süreci geçmiş sarı-lacivertliler. Bu gerçeklere rağmen idam sehpaları kuruldu daha şimdiden Aykut Kocaman için.
Disiplinsizlik, hatta laubalilik var kimi futbolcularda.
Sarı kartlı Selçuk hakeme çelme takıyor, Kazım topu oyundan alıkoyuyor, Emre kramponunu fırlatarak idmanı terk ediyor.
Ya da Suarez takımının ön eleme maçında forma giyerken, Lugano tatil yapıyor. Ve bütün bunlarda teknik direktörü eleştirecek yanlar da vardır şüphesiz.
İyi de dün bir, bugün iki Aykut Kocaman'ın teknik direktör olarak bu takımla birlikteliği. Üstelik laubalilik ve disiplinsizlik de şu anın değil, geçmiş yılların hastalığı.
Zico döneminden beri Kazım, Deivid ve Volkan gibi futbolcular benzer sorumsuzluklar sergilemiyorlar mı? Veya yeni bir anlayışın yerleşmesi, mevcut yapının dönüştürülmesi o kadar kolay mı sanıyorsunuz?


Önce Fenerbahçe

Bakın, Aykut Kocaman futbolda temaşayı ve günden ziyade geleceği önemser. Aldığından fazlasını verir. Alex, Emre, yerli, yabancı veya yaşlı, genç farkı gözetmez, "En büyük yıldız Fenerbahçe'dir.
Dolayısıyla yıldızım diyen, öncelikle 'Fenerbahçe' adındaki yıldızı parlatmalıdır" düşüncesi ve inancına sahiptir.
Dolayısıyla vicdanımızın sesini dinleyeceksek eğer, bunun ilk adımı Kocaman'a gereken sabrı ve zamanı göstermektir. Çünkü o futbolla hayat, başarı ile duygu arasındaki bağı gözeten, felsefeye kafa yoran bir spor adamıdır.
Adaletlidir, "has" anlamda yurtseverdir. Disiplinli, çalışkan, centilmen, entelektüeldir. İlkelidir, gençlerimize önem ve değer verir, ancak muhafazakar değildir.
Şimdi sadece F.Bahçe için değil, aynı zamanda Türk futbolu adına da karşımıza bir devrimci çıkmışken, devrimin gerçekleşmesi adına Aykut Kocaman'a gereken sabrın gösterilmemesi, kelimizi gizleyen takkenin düşmesi anlamına gelmez mi?
Üç ayda salatalık bile yetişmiyorken, Aykut Kocaman bir ayda sistemini nasıl yerleştirsin, hem de kadrosunun yarısından yoksun olarak çalışmak zorunda kalmışken...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor