Çelişki büyük

Aziz Yıldırım'ın "Fenerbahçe'yi dünya kulübü yapacağız... Çok yakın bir gelecekte Avrupa'dan Atatürk Havaalanı'na elimizde bir kupayla ineceğiz" vaadi üzerinden yıllar geçti. Ama maalesef ortalama bir Doğu Avrupa takımından öteye geçemedi Fenerbahçe.
Unutmayalım ki, böylesi iddialara sahip olan takımlar her şeyden önce saygı uyandıran bir kişilik veya karakterle belleklerde yer alırlar.
Misal, geriye düştükleri nice maçı çevirmesini becerirler. Ya da daha maçın başında öne geçtiklerinde skoru artırırlar, hadi bilemedin (rakip çok güçlüyse veya beklenmedik şekilde eksik kalmışsa) skoru korumasını bilirler.
Oysa sarı-lacivertliler tam tersiyle ün yapmış durumda son yıllarda. Sadece bu sezon Young Boys, PAOK, Beşiktaş, Bursa ve G.Antep maçlarında öne geçtikleri halde (ya berabere kalıp ya da yenilerek) puan kaybettiler.

Kadro da yetersiz
Bunun çeşitli nedenleri var. Birincisi, oyuncular maça yeterince konsantre çıkmıyorlar, oyunu 90 dakika olarak düşünüp o ciddiyetle ve disiplinle oynamıyorlar.
İkincisi, kenar yönetimi oyunun gidişatının gerektirdiği müdahaleyi yapamıyor ve yapmıyor.
Üçüncüsü ve en önemlisi ise (benim olup bitenin en önemli nedeni olar gördüğüm) kadro zaafiyetidir. Bir başka söylemle dillendirirsek, bu oyuncuların önemli bir bölümü Fenerbahçe formasının ağırlığını kaldıracak yetenek, karakter ve bilinçten yoksunlar.
Eh, her durumda asıl sorumlu, vaadi ile tasarrufları arasında çelişki yaratanlardır.
Sadece Kocaman'ın göreve gelme sürecindeki olumsuzlukları ve Kocaman'ın istediği takviyelerin yapılma biçimi ile zamanını anımsarsak, yönetimin sorumluluğu kendiliğinden ortaya çıkar.
Futbol takımının çok ciddi hedeflere ulaşabilmesi için, Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının tesisleşme konusunda gösterdiği ciddiyeti bu konuda da sergilemesi gerekiyor artık.