Ayağa kalkın!

Görünen o ki pazartesi akşamları oynanan maçlar ile futbol birbirlerine hiç yakışmıyorlar.
Düşünsenize, insanlar bir çuval maç izlemişken hafta sonunda, futbolcular yeni haftaya konsantre olmaya çalışıyorken, haftanın tam da ilk günü yeni bir maç oynamak ve seyretmek mecburiyetinde bırakılıyorlar.
Ancak söylenmesi gereken başka gerçekler de var. Misal, Fenerbahçe ile futbol, hele de Alex ile gol birbirlerine çok, ama çok yakışıyorlar.
Eee tabi Alex deyince, burada biraz durmak, düşünmek, sonra da bir şeyler söylemek lazım her halde.
Tanrım, bir insan futbolu bu kadar mı sanata dönüştürür ve bir futbolcu "Futbol" denilen oyunu zeka ve estetikle bu kadar üst düzeyde mi ilişkilendirir!

Futbolun şairi
Her halde yeryüzündeki insanların 3'te 1'i işine, mesleğine üstat kadar ahlak, estetik ve saygınlık taşısa var ya, dünyadaki çirkinlik ve saygısızlıkların köküne kibrit suyu sıkılmış olur.
Hoş, hayli sorunu olan ve sıkıntılı günlerden geçen Bucaspor'la oynadı dün akşam Fenerbahçe. Ancak, futbolun şairinin dün akşamki resitalini, önce 3000. Golü, peşi sıra 3001ve 3002. Golleri atmasını sadece rakibin güçsüzlüğüne bağlarsanız, en hafif deyimiyle ayıp edersiniz.
Doğrusunu isterseniz, hiç olmazsa dün akşam yaşattığı güzelliklerden sonra "Alex koşmuyor, modası geçti" diyenlerin ayağa kalkıp onun adı önünde saygıyla eğilmeleri gerekiyor artık.
Çünkü Alex'ten sonra belki de onlarca yıl bir Alex daha izleme şansımız olmayacaktır.
Zira giderek çok yönlü şekilde sığ olan hükümran oluyor maalesef hayata ve dünyaya.