22 Haziran 2010 | Salı

Herkesi harcadı

Fenerbahçe ile Daum "devam" kararı aldı. Ancak iki taraf arasında gergin anlar yaşanıyor.
Neler söyleyeceksiniz?

Çok ayıp şeyler. "Ayıp" kullanabileceğim en hafif sözcük. Başta Alman medyası olmak üzere alay konusu oldu Fenerbahçe.
Tamamen bir idaresizlik örneğidir bu. Yani görünen tablo şu; Daum'un üç kuruş tazminatından kurtulmak için Fenerbahçe çok çirkin yöntemlere başvurdu. Buna içeride de dışarıda da konulan teşhis bu. Görüntü de bunu açıkça ortaya koyuyor zaten. Ama "Daum'dan kurtulacağız" diye Fenerbahçe'yi alay konusu yapmak, Fenerbahçe'nin güya umut bağladığı Aykut Kocaman'ı küçük duruma düşürmek, öfkelendirmek... Bu nasıl bir idareciliktir? Yani ben gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Ve bunu yapan kişi Aziz Yıldırım.
Kendisine yönelik her eleştiriyi "Fenerbahçe düşmanlığı" diye adlandıran bir kulüp başkanı.
Bu tavrın bir anlamı daha var. "Fenerbahçe benim" demek. Beni eleştiriyorsan, Fenerbahçe'yi de eleştiriyorsun. Fenerbahçe'yi eleştirmek de "Fenerbahçe düşmanlığı" dır.

FENER DÜŞMANI DEDİ
Daum'u bir kere daha Türkiye'ye getirmeye kalktığı zaman Fenerbahçe ben her zaman olduğu gibi muhalefet ettim. "Kokain kullandığı için kendi ülkesinde dışlanmış, savcılarla yaptığı pazarlıklar sonucu hafif suçu kabullenerek hapisten kurtulmuş bir adamı Türk gençliğinin önüne bir lider olarak getiremezsiniz. Buna hakkınız yok" dediğim zaman Aziz Yıldırım bana "Fenerbahçe düşmanı" demişti. Şimdi Daum'dan kurtulmak için kendisi kokaini kullanıyor. "Efendim işe başlaması için sağlık kontrolünden geçmesi gerek" demesinin ardında yatan sebep saçlarından, kanından aldıracağı örnekler. Daum'da tabi aptal değil.
Onunda akıl hocaları var.
Son anda Aziz Yıldırım'ın tayin ettiği hastaneyi değiştirip kendi hastanesine gidiyor ve normal bir teknik direktörün girmesi gereken muayeneye giriyor.
Şimdi Daum açısından da ayıp. Ama benim umurumda bile değil, Daum zaten bütün saygınlığını yitirmiş birisi. Ama Fenerbahçe tarafından yapılan ayıbın ölçüsü yok. Fenerbahçe'yi bu duruma düşürenlerin hesabı kongrede sorulmalı. Aslında bana sorarsan Fenerbahçe'de şu anda "Olağanüstü Kongre" havası var. Fenerbahçe tarihinde çok az bu kadar "Kötü duruma" düşürüldü, bizzat kendi yönetimi tarafından. -Beckenbauer, Fenerbahçe'yi sirke benzeten bir açıklamada bulundu. Fenerbahçe, Avrupa'da prestij kaybettiğini düşünüyor musunuz? Sadece Fenerbahçe değil tabi genelde diğer büyük kulüplerimizin Avrupa'da prestij kaybı var. Bunların hepsi bir araya gelince tabi fatura Fenerbahçe'ye kesildi. Yoksa Beşiktaş'ın da, Galatasaray'ın da sabıkası az değil.
FİFA kararıyla ödenen tazminatlar. Gerek futbolcuların gerek teknik direktörlerin açmış olduğu davalar var. Türkiye artık futbolda güvenilerek gelinecek bir ülke olmaktan çıktı neredeyse Avrupa'da. Bu yüzden teklif alanların çoğu ya peşinen reddediyor, kabul edenler de çok büyük garantiler alarak geliyor. -Sadettin Saran, "Fenerbahçe amatör branşlarda başarılı çünkü Aziz Yıldırım'ın eli yok. Futbola Aziz Yıldırım'ın eli olduğu için Fenerbahçe bu kadar başarısız" dedi. Sizce doğru bir tespit mi? Çok doğru bir tespit. Hatta şöyle doğru; acaba Sadettin Saran benim dediklerimi, yazdıklarımı okudu da ondan mı böyle konuştu diye de yarı şaka düşündüm? Ben başından beri bunu söylüyorum. Aziz Yıldırım Avrupalı bir kulüp başkanı olarak Türkiye'deki en iyi adamlardan biri olabilirdi futbolu yönetme hırsı olmasaydı!

ONU AZİZSİLİN YAKTI!
Kafasına nereden girdiyse futbolu bu ülkede bir tek ben bilirim benden başka kimse bilmez diyor ve de bu Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım, yani bu değimi kullanmak istemiyorum "Yalaka" demek istemiyorum ama Yıldırım'ın bir şeyi bir medya var ikide birde attığı bir başlık var "Azizsilin" başlıkları ile ona bu payeyi veriyorlar.
Yani ey Aziz sen teknik direktörlerden, menajerlerden, yorumculardan çok daha iyi biliyorsun.. Fenerbahçe kaybederse kabahat teknik direktörde, kazandığı zaman "Azizsilin" diyen bir medya var. Bu medyaya hakikaten ben "Yalaka" demek istemiyorum ama kendileri desinler, hangi tabiri kullanmak gerekiyorsa. Adamı o hale getirdiler. Aziz Yıldırım bir takım branşlara karışmıyor. Onları uzmanlara bırakmış. Oralarda başarı var. Sadettin Saran'ın dediği doğru. Kadın Voleybol maçında Aziz Yıldırım seyirci. Yüzmede, yelkende Yıldırım seyirci!

BEN BİLİRİM OLUNCA
Manchaster United'in, Paris Saint Germain'in başkanı nasılsa futbol maçlarında, Aziz bu branşlarda öyle. Ama futbolda ben yaparım, ben bilirim, ben yönetirim! Transferi o yapıyor, hocayı o seçiyor.
Devre arasında soyunma odasına inip taktiği o veriyor. Öyle olduğu için de Fenerbahçe'nin burnu kurtulmuyor, kirli kokulardan.
Aziz Yıldırım futbola bu kadar karışmasaydı, mesela geçen senin başında futbol şubesinin başına Aykut Kocaman'ı getirdi.
Koymuşsun Aykut Kocaman'ı oraya sen artık tribünde otur sadece. Hayır, soyunma odasının en başında Aziz Yıldırım devre arasında.
O zaman Aykut Kocaman ne? Ne işe yarıyor Aykut Kocaman? Daum'u harcadı, Aykut'u harcadı, kendini harcadı.
Yani futboldan sorumlu üç adamın üçünün de elle tutulur bir tarafı yok Fenerbahçe'de.
Kendisi dâhil! Bunun sorumlusu o ve de adını koyamadığım Aziz'ci medya!





Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor