11 Kasım 2010 | Perşembe

Dokunulmazlığı var

-Fenerbahçe, Eskişehir'i 4-2 mağlup ederken, maçtan daha ziyade sahada başlayıp, koridorda biten Lugano ve Sezer arasındaki kavga tartışıldı. Yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Orada kırmızı kart olayını bir tek Hürriyet, Sezer'e yükleyerek yazdı. Bütün gazeteler koridordaki olayı da Lugano'nun başlattığını yazarken, Hürriyet, Sezer'in üzerinden yazdı haberi... Çok üzülüyorum... Hakikaten...
Hürriyet son zamanlarda 'Fenerbahçeli olduğunu' gösterme çabası içinde... Aziz Yıldırım saldırıyor ya Hürriyet'e ve onun spor müdürüne... 'Hayır, biz öyle değiliz' demeye mi uğraşıyorlar?
Birine bir şey kanıtlamak için gazetecilik yapılmaz. Gazetecilik, inandığın şeyi ortaya koymak için yapılır. Birine bir şey kanıtlama ihtiyacın varsa zaten bitmişsindir sen... O zaman her gün yeni bir şeyler kanıtlaman lazım. Hayatın kendini kanıtlamaya çalışmakla geçer.
Sahadaki olayda da koridordaki olayda da Sezer'in hiçbir kabahati yok. Sezer'in sarı kartı da haksız, kırmızı kartı da haksız!..
Birisi üzerine gelir, saldırırsa ona karşılık verirsin arkadaş...
Refleks olarak... Hakemin bunu süzmesi lazımdı.
Adam gol pozisyonunda, öbür tarafta 'Fenerli yatıyor' diye topa taca atacak!.. Niye? O zaman ben santrfor olarak, kalemizin önü karıştığı zaman kendimi yere atayım. Lugano da gitsin, golü atanı dövsün! Böyle bir şey olur mu?
Aslında biri yerde yattığı zaman topu taca atmak yasaklanmalı. Orada bir hakem var, elinde düdük var, oyunu her an durdurma hakkı ona ait. Birinin tehlikeli durumda olduğunu görürse oyunu durdurur.
Şimdi üstelik kulağında telsiz de var. Kendi görmezse yan hakem görür, yan hakem görmezse dördüncü hakem görür.
Futbol Federasyonu bu kararı almalı.
Çünkü yere atmalar, yerde yatmalar kötüye kullanılmaya başladı günümüzde.
Sen topu benden söküyorsun, bomboş kontratağa gidiyorsun, ben kendimi yere atıyorum. Sen de bana bakıp topu taca atıyorsun! Böyle bir şey yok arkadaş!..
Topu taca atmak centilmenlik, ondan sonra rakip taç atarken pres yapmak ne oluyor? Topu, rakibin centilmence taca atıyorsa, atılan taca da pres yapma hakkın yok.

ŞİŞ SOKULMUŞ GİBİ BAĞIRIYOR
-
-Pres yapmakla kalmıyor, tacı kullanan taraf, top hücumdaysa, karşı kaleye kadar atıyor.
Centilmenliğe ilginç bir şekilde karşılık vermiş oluyor.

Başından sonuna kötüye kullanılıyor; bu topu taca atma hikayesini... Yerde yatan da kötüye kullanıyor, tacı atan da kötüye kullanıyor.
Bunun böyle olduğunu da Türkiye'deki bütün hakemler, bütün federasyon gözlemcileri, bütün federasyon üyeleri görüyor. Sadece bir madde... 'Topu taca atmak sportmenlik dışıdır. Yerde birisi yatıyorsa, maçı durdurma hakkı hakemindir. Topun kasten taca atıldığını hissederse hakem, sportmenliğe aykırı hareketten tacı atanın aleyhine endirekt serbest vuruş cezası verir' diyeceksin.
Türkiye'deki futbol kadar, yerde yatan adam seyretmeye başladık. Durmadan yere atıyorlar kendilerini... Hiddink de çözmüş; "Ne kadar çok, yerde yatıyorlar" diyor.
15 yaşında adam, PAF takımına giriyor, bakıyorsun adamın bildiği bir tek şey var; kendini yere atmak. Üstelik de yere atarken, bir yerine şiş sokulmuş gibi çığlık atıyor!..
3 saniye sonra da tazı gibi koşuyor.

-Sakatlanan kenara geldikten hemen sonra 'oyuna girsin' diye zıplamaya başlıyor, kendini hakeme göstermeye çalışıyor!

Öyle kendini yere atan ve ardından da zıplayan kişiye hakemin sarı kart göstermesi gerekiyor. FIFA, hakemlere bu yetkiyi vermiş. 'Sakatlık numarası yapan adamın koştuğunu görürseniz, cezayı keseceksiniz.' Adam çığlıkla kendini yere atıyor, ayağı kırıldı zannediyorsun, serbest vuruşu yine o atıyor!
Ulan, hani ayak gitmişti? Bir 30 saniye dur da topa başkası vursun! Hayır. O ayakla serbest vuruş kullanıyor. Avrupalı hakem 'tak' diye sarı kartı alnına dayıyor. Demek ki sen 'sahtekarlık yaptın' diyor.
Bizde yok. Ondan sonra biz bu hakemlere 'iyi' diyoruz!

QUARESMA KABAHATLİ Mİ!
-
-Lugano agresifliği ile dikkat çekiyor. Görev yaptığı 5 sezonda 6 kırmızı, 40 sarı kart görürken, 15 maç ceza aldı. Bir de 'Verilmedi' denilen kartlar var. Lugano'nun bu kadar agresif olmasını neye bağlıyorsunuz?
Bunun bütün günahı hakemlerin. Dünya Kupası'nda böyle bir Lugano gördünüz mü? -Mum gibiydi!.. Adam Türkiye'de, hele de Saracoğlu Stadı'nda, dokunulmazlığı olduğunu biliyor.
10 hakemden 9'u dokunmuyor Lugano'ya... Onda biri var ya hasbelkader cesaretlenip kart gösteren, işte onlar senin saydığın cezaları oluşturuyor. Türkiye'de üç tane Fenerbahçe maçını adam gibi yönetseler, Lugano da Emre de muma döner. Galatasaray maçını adam gibi yönetseler Sabrimuma döner. Beşiktaş maçını adam gibi yönetseler Quaresma muma döner.
Adam oyuna girdikten 10 dakika içinde üç sarı kartlık hareket yaptı. Biri çıktı sadece... Öbürleri çıkmadı. Şimdi Quaresma dağıtırsa onun mu kabahati!..

GUTİ'Yİ HİÇ SEYRETMEMİŞ
-
-Son dakikaları büyük bir çekişmeye sahne olan maçta Beşiktaş, Kasımpaşa karşısında iki puan bıraktı. Kaçırılan bir penaltı ve ofsayt gerekçesiyle sayılmayan bir gol var. Maç ve tartışmalı pozisyonlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bana sorarsan maç Kasımpaşa'nın hakkıydı. Beşiktaş bedava, olmayacak bir gol attı. Guti'nin kaçırdığı penaltıyı da ona saysınlar. Avanta bir gol attılar, avanta golü de kaçırdılar.
Ama kaçan gol Guti'nin değil, bence Schuster'in hatası.
O penaltıdan topu topu bir dakika içinde 18 üzerinde Beşiktaş, bir serbest vuruş kazandı. Topun başında 3 adam vardı. Quaresma, Nihat ve Guti... Guti vurdu ve berbat bir şekilde vurdu. Orada Guti'nin nasıl güçsüz ve halsiz olduğunu ancak oyuna hiç bakmayan birisi anlamaz.
Schuster hangi maçta, Guti'yi 70 dakikadan fazla oynattı.
Çünkü adam 70'ten sonra yürümeye başlıyor. 95. dakikada Guti'nin ayakta duramayacağını, 91. dakikadaki Guti gösterdi aslında. Seyretmemiş bile... O rezil frikiği atan Guti'ye 'Sen atma kardeşim' diyemedi. Rüştü dahil, Guti'den başka herkes o penaltıyı atardı.

KEŞKE HEP YÜREKLİ OLSALAR
-
-Son dakikalarda sayılmayan golle ilgili yan hakemi tebrik etmek gerekiyor mu? Tribünde ve televizyon başındakilerin ne olduğunu uzun süre anlayamadığı karmaşık pozisyonu, süzdü ve ofsayt bayrağını çekti.
Kim olursa olsun o dakika içinde Beşiktaş'ın stadında skor bu kadar kritikken o kararı veriyorsa, bu yürekli bir karardır.
Doğrudur yanlıştır ayrı ama yürekli bir karar. Yılmaz Vural maç sonrası orta hakemin elini öptü! Hakemler keşke bütün kararlarında bu kadar yürekli olsa.
Yan hakem bayrak kaldırdıysa, orta hakem mecbur.
Ama orta hakemin yüreği, yan hakem bayrak kaldırmasa o golü iptal etmeye yeter miydi; yetmezdi.
Çünkü Bülent Yıldırım, Quaresma'ya kırmızı kartı gösteremedi.

* * *
TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK TRANSFERİ
-Merakla beklenen Allen Iverson, Türkiye'ye geldi. Genelde 'Müthiş bir transfer' olarak değerlendirildi ama öteki taraftan otoriteler, basketbol anlamında Beşiktaş'a fazla katkı yapamayacağı konusunda ısrarlı. Siz Iverson'ın gelişini ve bundan sonrasını nasıl görüyorsunuz? Basketbol otoriteleri halt etmiş. Iverson'ın Türkiye'ye gelmesi dünya çapında bir olaydır. Oynaroynamaz, yarar-yaramaz; o önemli değil. Iverson; Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük dış transferi.
Roberto Carlos dahil, Gheorghe Hagi dahil... Ben hâlâ inanamıyorum Iverson'ın Türkiye'de olduğuna...
Maçta gözümle gördüğüm halde adamı...
O Iverson'ı transfer ederek Beşiktaş'a değil, Türkiye'ye bu kadar büyük hizmet eden Beşiktaş yönetimi, Schuster'in boynuna akreditasyon kartını taktıramayıp Türkiye'ye gölge düşürüyor. Bunu da anlamakta zorluk çekiyorum. Bir yanda ülke adına yaptıkları muhteşem işe bak.
Bugün sadece Amerika değil, bütün dünyadaki basketbol camiası, Iverson'ın transferini konuşuyor.
Öte yandan Schuster'e, 'Bu ülkenin kurallarına uymak zorundasın' diyemiyor Yıldırım Demirören!
Aynı Yıldırım Demirören. Bu da Türkiye'nin çelişkileri!..


BEYAZLAR AVRUPA'DAN -
Öte yandan Iverson, Türkiye'ye gelirken, NBA'deki 5 temsilcimiz de Amerika'da kendini kanıtlama telaşı içinde. Mehmet sakat ama Hidayet, Ersan, Ömer ve Semih takımlarında yavaş yavaş süre almaya başladı. NBA'de 5 Türk oyuncu ile temsil edilmemiz de Türkiye açısından ayrı bir güzellik.
Daha da iyi olacaklar. Türkiye'nin beş adamının NBA'de oynaması çok güzel bir şey. Bir de boş ver şimdi beyaz-zenci, eşitlik tartışmalarını falan; ben Amerika'yı biliyorum. Amerika'da 'basketbol' demek 'zenci' demek. Beyazlar sadece Avrupa'dan gelenler. İspanya'dan gelen beyaz, Türkiye'den gelen beyaz. Onun için ayrı da bir sempati var.

MİLLİ TAKIM İÇİN GÜZEL
Kim ne derse desin; kimse de aldanmasın; Amerika zenci-beyaz sorununu çözmüş değil. Bir sporun A'dan Z'ye zencilerin elinde olmasını beyazlar hazmedemiyor. Bir sporun A'dan Z'ye beyazların elinde olmasını da zenciler hazmedemiyor.
İstiyorlar ki yüzme takımlarında zenciler olsun, ötekiler de istiyor ki basketbol takımında beyazlar olsun. 'Biz iki renkli bir ülke isek bu iki renk her yere yansımalı' diyorlar. Amerika basketbolda yansıtamadı bunu. Bir zamanlar vardı dünya çapında beyazları NBA'in; şu anda yok. Şimdi o beyaz ihtiyacını Avrupa'dan gideriyor.
NBA'de 5 oyuncumuzun olması milli takım için de güzel bir şey.
NBA'de pişmiş 5 tane adam ile başlayacağız gelecek turnuvaya...

* * *
NE MUTLU 'FENERLİYİM' DİYENE...
Fenerbahçe Ülker, son Avrupa Şampiyonu Barcelona'yı, üstelik de deplasmanda yendi. Bu da haftaya damgasını vuran güzel sonuçlardan bir tanesiydi.
Fenerbahçe, futbolun dışında harika işler yapıyor. Bu yüzden futboldaki Aziz Yıldırım'ı ne kadar acımasız eleştiriyorsam, futbol dışında da ellerim çatlayıncaya kadar alkışlıyorum. Yaveri, hası Adnan Polat, Aziz Yıldırım'ın neler yaptığına bakmalı biraz.
Muhteşem bir kız voleybol takımı var Fenerbahçe'nin, muhteşem bir kız basketbol takımı var Fenerbahçe'nin, harika bir erkek basketbol takımı oldu Fenerbahçe'nin.
İşte, Dünya Sahil Kürek Yarışması... Fenerbahçe teklerde oradaydı, Galatasaray neredeydi? Açılışı da Galatasaray'ın Kalamış Tesisleri'nde yapıldı o şampiyonanın. İroniye bakar mısın? Galatasaray'ın tesislerinde açılan şampiyona da Galatasaray teknesi yok. Galatasaray, kürek sporunu bu ülkeye getiren takım.
Adnan Polat sayesinde Galatasaray, futbol dahil her şeyde ortadankaybolurken, Fenerbahçe, dünya çapında takımlar yaratmaya başladı. Ne mutlu 'Fenerliyim' diyene!

SAVCILIK EL KOYMALIYDI
-
Menajerlik yaptığı gerekçesiyle Bülent Uygun'un ceza kuruluna sevk edilmesiyle başlayan operasyon futbolcularla devam etti. Faal olarak futbolun içinde yer alanların menajerlik yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İş ceza heyetinde... Bence savcılığa gitmesi gerekir. Ceza heyetinde bu iş geçiştirilir. Diyelim 'müebbet boykot' versen bile geçiştirmedir.
Oysa bence ortada bir suç var.
Cumhuriyet Savcılığı'nın el koyması gereken bir suç....
Bu iş Almanya'da olsa, İtalya'da olsa, yer yerinden oynardı. Yer yerinden oynardı. Mahkemeler işe karışırdı.
Futbol Federasyonu bence yine eyyamyapıyor. Ceza heyeti ile bu işi geçiştirmeye çalışıyor.







Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor