17 Mart 2011 | Perşembe

Kimse deviremez

_Hocalar öncelikle maçı kafalarında oynar" dersiniz. Siz iki takımı düşününce ve kafanızda karşılaştırınca nasıl bir futbol bekliyorsunuz?
Fenerbahçe'nin bütün görüntüsü sadece tabelada...
Arkası boş... Arkasında hakemler de vardı.
Çalmayan ve göstermeyen hakemler; Fenerbahçe lehine çalan değil!.. 'Pasif destek' adı... Bu en tehlikeli destektir... Böyle hakemler vardı, kaç maçı öyle kurtardı.
Galatasaray ise tabelanın gösterdiği kadar kötü top oynamıyor. Son haftalarda Galatasaray'a çok belirgin ileriye gidişler var. "Hagi'nin yaptığı aramaların sonucu alınır" derken kendi yaptığını kendi bozdu. 'Savunmayı emniyete alayım' düşüncesiyle... Derbide Galatasaray öne geçer de Hagi 'Aman tedbir alayım' derse Fenerbahçe beşler. Galatasaray, Fenerbahçe karşısında öne geçerse daha fazlasını atmak için önde oynamak zorunda. Fenerbahçe'ye karşı geriye çekilirsen bitersin.
Topu öbür sahada tutacaksın. Üstelik de Fenerbahçe mağlup duruma düşeceği için orada sana daha rahat gol imkanları kalacak. 1'se 2 yapacaksın. 2'yi 3 yapacaksın.
Geriye çekildin mi 2-0 bile yetmez. Bak Ankaragücü üçledi.
Ankaragücü üçlüyorsa senin savunmanı, Fener beşler.
Son ana kadar Fenerbahçe'ye karşı kazanmak için oynarsan eğer, o yüreğin varsa, Galatasaray, Fener'i yenebilir.
Ama ben Arena'da hiç olmazsa bir de 'Fener'e yenilmiş olmayayım' diyerek tedbirli oynarsan, Fener'in ekmeğine tereyağı sürersin... Konyaspor'un sürdüğü gibi, ondan evvelkilerin sürdüğü gibi. Fenerbahçe'ye karşı savunma oynarsan bitersin.

BAŞ SORUMLU ULTRASLAN
_Arda, Ankaragücü maçında hazır bir görüntü vermedi. Arda ilk 11'de olmalı mı?
Ben olsam oynatmam. Fizik olarak da moral olarak da hazır değil. Üstelik de seyircinin ne yapacağı da belli değil.
Galatasaray'da Türkiye'nin en kötü seyircilerinden biri var. Yönetimin ve teknik direktörün hatalarını futbolculardan çıkarıp, futbolcuya saldıran bir seyirci, seyirci değil. Galatasaraylı futbolcuların çöküntü içerisinde olmasının baş sorumlusu 'ultrAslan' denen taraftar grubu...
Arda'nın seyirciye güveni yok açık... Seyircinin de Arda'ya güveni yok. Onun için Arda'ya ilk 11'de ihtiyaç yok.

_Galatasaray maçında oynamayı çok isteyen Emre, sakatlığının ardından çok dramatik anlar yaşadı. Baldırını kontrol ettikten sonra adeta yıkıldı, gözyaşlarına hakim olamadı.
Emre, Türkiye'nin en fazla sakatlanan futbolcularından bir tanesi... Sakatlıklarını çok uzun süren futbolculardan bir tanesi... Onun için Emre, duyduğu acıdan neyin ne olduğunu, MR çektirmeye gerek kalmadan hissediyor.
Zaten darbe falan da yoktu. Topa hamle yaparken baldırını tuttu ve yere düşüşü, o sakatlığa isyan hem de Galatasaray'a karşı, kendisi için en önemli maçta oynayamayacağı için isyan etti.

HAGİ YÜZDE YÜZ HAKLI
_Ankaragücü maçı öncesi Baros'un idmandan kovulmasıyla sonuçlanan bir sürtüşme yaşandı. Bu olayın ardından Misimovic'i de gönderen Hagi'nin 'kendini oyuncularla kıyasladığı', 'yıldız oyuncularla anlaşamadığı' yönünde yorumlar yapıldı. Hagi futbolculuğunu geride bırakamadı mı?
Bunu Fenerbahçe medyası hep yapar. Mustafa Denizli için de yazıyorlardı.
Hagi, Misimovic olayında yüzde yüz haklı. Yüzde 99 değil. Mesele ciklet çiğnemek değil.
Oyuncuları karşısında daire yapmış bir taktik konuşması yapıyor, tam karşısında, seninle benim şu anda karşı karşıya olduğu gibi, televizyonda izledim... Adam ciklet çiğnemiyor, balon yapıyor ve Hagi'nin yüzüne patlatıyor. Böyle bir şey olabilir mi?
Bana röportaj yapmaya geliyorsun, ciklet çiğneyip, yüzüme patlat bakalım, benden yanıt alabiliyor musun? Ki ben senin sadece ağabeyinim. Ne antrenörün, ne de başka bir şeyim. Senin üzerinde hiçbir idari yetkim yok. Sadece kıdemli bir gazeteciyim ve yaşça büyük bir ağabeyinim ben... Cikleti yüzüme patlatırsan, buradan kovulursun, bir daha da buraya gelmezsin.
Haa benim evime gelirsin, zurna gibi sarhoş olursun.
O ayrı... Ama burada biz bir iş yapıyoruz.
Görüntüleri inanamadım. Bu görüntü televizyonlarda yayınlandığı halde benim medyam hâlâ Misimovic'in tarafında...

_Tabii sadece Hagi'ye bağlamamak gerekiyor. Baros da son dönemde ciddi bir gerginlik içinde... Oyuncu arkadaşlarıyla da kavgalı...
Hagi de gergin. Kendinizi Hagi'nin yerine koyun... Bu adam Galatasaray tarihinin en efsane yıllarının kahramanı... 'Türk Telekom Arena'nın önüne Hagi'nin heykeli dikilecek' desen Galatasaray camiasında kimse itiraz etmez. Öyle bir adam... Ne hallere düşmüş... Havaalanında yuhalıyorlardı Hagi'yi... Hayatında Hagi'yi seyretmemiş, 15'lik bir delikanlı Hagi'ye sövüyor!..
Hagi'nin de ruh halini düşün... Yüzbin kişi önünde jübile yapmaya hak etmiş bir adam yuhalanıyor. Bu kadar da vefasızlık, bu kadar da ihanet olmaz.
O da tabii sinirli olacak, o da gergin olacak. Burada işte idareci lazım. Herkes kendi kendini idare ediyorsa idareciye lüzum yok. Herkesin kendi kendisini idare edemediği zaman idareci lazım.
Ben Galatasaray'ın başında olsam bunların hiçbirisi olmazdı. Adım gibi söylüyorum. Çünkü ben Galatasaray'ın başında değilsem, sadece Derwall'in ve Mustafa Denizli'nin yakın arkadaşı olarak orada bulunurken bile neler yaptığımı, ne sorunları çözdüğümü biliyorum.
İyi niyetle birinin orada olması ve insan yönetme sanatını biraz bilmesi lazım.
Hagi'yi de yöneteceksin, Baros'u da ciklet çiğneyip balon patlatan Misimovic'i de yöneteceksin. Kriz anında yönetici lazım. Galatasaray her maçını takır takır kazanırken yöneticiye niye ihtiyaç olsun!.. Bu yok Galatasaray'da...
En kriz anında Adnan Polat, takımı terk ediyor. Hıristiyanlar aç aslanların önüne atılırken, baş gladyatör ortada yok. Arabasına binmiş, müziğini açmış, yoluna devam ediyor!..

SEVDİĞİM İŞİ YAPIYORUM
_"Ben olsaydım" dediğinizde aklıma geldi; yıllarca Galatasaray camiası ile futbolla, iç içe olmuş, kongre üyeliği yapmış bir kişisiniz. Mutlaka teklifler de gelmiştir... Başkan ya da yönetici olmayı hiç düşünmediniz mi?
Hayatımda düşünmedim. Düşünsem yapardım.
Dünyanın en iyi mesleğini yapıyorum. Bana aynı şeyi siyasetçiler de söylüyorlar. 'Gel politikacı ol' diye... Aklımdan geçirmedim... Milletvekilliğini aklımdan geçirmedim. O başka iş...
İnsan yaptığı işi sevmeli. Ben o işleri seveceğimi düşünmüyorum.
Sevmediğin işte başarılı olunmaz.

_Fenerbahçe mağlubiyeti veya galibiyeti Galatasaray'ın 27 Mart'taki mali kongresini nasıl etkiler?
Sene başından beri bu tür yaklaşımlar var. 'Avrupa'dan elenirse olumsuz etkiler, ligde ilk 5'e giremezse olumsuz etkiler, kupadan elenirse olumsuz etkiler' deniyor. Her zaman olumsuz etkileyecek bir şey buluyorlar, ortaya koyuyorlar ama hiçbir şey olduğu yok.
Koskoca kongre şu 1500 imzayı toplayamadı.

_Bir 1800 lafı dolanıyor ama ortada bir şey yok.
Palavra geçiniz... Diyelim ki topladılar, lider kim?

KRİZDEN BİR KİŞİ ÇIKARABİLİR
_İnanKıraç, 'Ünal Aysal' dedi ama Aysal'dan bir açıklama yok. 'Faruk Süren' diyenler var.
'Başkaları' diyor. 'Ben varım' diye ortaya bir kişi çıktı mı? 'Adnan Polat bu işi yapamıyor. Ben yaparım' diyen bir adam ben duymadım. Lidersiz hareket olur mu? 'Hele biz Adnan Polat'ı devirelim de biri gelir.' Hayır arkadaş.
Adnan Polat öyle devrilmez.
Adnan Polat, Fenerbahçe'den beş de yese 27 Mart'ta ibra olur ve de canı ne kadar istiyorsa o zaman gider.
Şu anda Galatasaray'da Adnan Polat'ı devirecek bir güç yok. Galatasaray'ın yapacağı son şey İnan Kıraç'ın göstermesiyle oy vermek. Bu kulüp bu yüzden neler çekti!
Bir yürekliGalatasaraylının ortaya çıkması lazım. 'Ben varım' demesi gerekiyor. Ali Dürüst hani nerede, Ünal Aysal hani nerede, eski başkanlar hani nerede? Bana sorarsan Galatasaray'ı bu krizden çıkaracak tek adam var şu anda; Alp Yalman. O Avrupa şampiyonu olan Galatasaray'ın temellerini atan, yöneticiliğin nasıl yapılacağını gösteren, kanıtlayan adam. Senelerden beri hiçbir şeye bulaşmadı. Ama Alp de ortada yok.
Alp Yalman'ın şimdi ortaya çıkıp 'Arkadaşlar ben yıllardan beri emekliyim ve çok mutlu bir hayat sürüyorum. Ama Galatasaray'ın bugünkü durumuna bakarak bu emekliliğime iki sene ara verme kararı verdim. Bana güvenin bu dönem için, dönüyorum' demesi gerekiyor ama demiyor!..
Galatasaray'da herkes birileri Adnan Polat'ı devirsin ve 'Sen başkansın' desin diye bekliyor! Böyle bir şey yok...

FENERLİ, BEŞİKTAŞLI VAR
_Bazı duayenleri işaret eden Işın Çelebi'nin "Onlar Beyaz Türk. Biz zenciyiz" benzetmesi yeni bir tartışma başlattı.
Işın Çelebi kendisinden beklemediğim dil sürçmeleri yapıyor. Abromovich benzetmesi de yanlıştı. Beyaz zencinin karşılığının 'mektepli-mektepsiz' olduğunu herkes biliyor. Ama o devir kapandı artık Galatasaray'da. Çünkü mektep kapandı aslında...
Galatasaray Lisesi kapalı bir yatılı okul iken "Galatasaray Lisesi" idi. Şimdi Galatasaray semtindeki bir lise... Senle beraber şimdi buradan kalkalım. Sen bana bir sınıf adı söyle 'Ağabey 9 C' de. 9 C'ye gidelim. 'El kaldırın arkadaşlar' diyelim. Galatasaraylılar el kaldırsın, Fenerliler el kaldırsın.
Bak ne çıkacak? Türkiye'deki dağılım ne ise o dağılım çıkacak. Çünkü adam saat 09.00'da geliyor, 15.30'da gidiyor. Bitti o kadar.
Galatasaraylılık ruhunuyaratan yatılıydı. Bugün 'mülkiye ruhu' diye bir şey var mı? Mülkiyenin artık yurdu yok.
Dayanışmayı sağlayan 4 sene boyunca 24 saat aynı yeri paylaşmak... Askerlik 2 senedir. Lise, üniversite dörder sene. Ortaokulu da okursan; 7 sene yurtta yatmış kalkmış adamın bağlılığı, ruhu başkadır. Eline çantayı alan adam ha Galatasaray Lisesi'ne gitmiş, ha Fenerbahçe Lisesi'ne gitmiş; ne farkı var ki? 'Hangi takımdansın' diye soran mı var? Fenerbahçe Lisesi'nde Galatasaraylı var, Galatasaray Lisesi'nde Beşiktaşlı var... Bunlar artık semt isimleri. Onun için bu devirde 'liseliler-lisesizler' diye bir şey olmaz.
Geçmiş ola...

* * *
TRABZON VE BEŞİKTAŞ BAŞKANLARINI AŞAĞILADI
Yıldırım bunu hep yapıyor. Rakiplerini aşağılıyor, kendi söylemek istemediği lafları başkasına söyletiyor

_Hafta içinde takımlar arasında bildiri savaşı yaşandı. Beşiktaş ve Trabzonspor, başkanlar düzeyinde Aziz Yıldırım'ı hedef alan açıklamalarda bulundu. Buna karşılık yanıt asbaşkan Şekip Mosturoğlu'dan geldi ve "Fenerbahçe başarısızların ortak hedefi oldu" dedi.
Okumadım ve de dinlemedim. Çünkü Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu'nu kullanarak Trabzon ve Beşiktaş başkanlarını aşağıladı. Bu bir protokoldür. Fransa Devlet başkanı, Türkiye'ye geliyor da Ankara belediye başkanı karşılıyorsa onu; bu bir tavırdır. Mosturoğlu'nun söyledikleri önemli değil benim için. Tavır önemliydi. Bunun için söylenenler beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Aziz Yıldırım ama bunu hep yapıyor. Rakiplerini bir şekilde aşağılıyor ve bir de kendi söylemek istemediği lafları başkasına söyletiyor. Çünkü neticede sert konuştuğu zaman bazı insanlara antipatik oluyorsun. Bu lafları zamanında Mahmut Uslu ederdi. Nerede Mahmut Uslu şimdi adını duyan var mı? Bu lafları zamanında Murat Özaydınlı ederdi. Nerede Özaydınlı şimdi? Adını duyan var mı? Şimdi Mosturoğlu sırada... Onun için benim bu ikinci elden konuşmalara hiç aldırdığım yok. Samimi söylüyorum; Fenerbahçe medyası sayfalar dolusu verdi, ne bir satır okudum ne bir satır ilgilendim.

PENALTI AYIRDI
_
Yıldırım'ın, Fenerbahçe'yi ön planda tutan açıklamaları nedeniyle Kulüpler Birliği başkanlığından istifa etmesi istendi. İstifa etmesi gerekiyor mu?
Kulüpler Birliği başkanlığı kulüplerin vergi sorunları, sosyal sigorta sorunları, parasal sorunları oldu mu bir araya geliyorlar! Verilen, verilmeyen bir penaltı olduğunda birbirinden kopuyorlar. Böyle Kulüpler Birliği mi olur? Geçiniz. Ona da o kadar saygı duyuyorum zaten...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor