21 Nisan 2011 | Perşembe

Suçu G.Saraylı olmak

_Arda bu hafta gündeme oturdu... Manisa'da iki gol attı... Alkışlandı ama antrenmanda yavruağzı forma için sinkaflı sözler etti... Gizli kamera ile çekim yapılması ve bunun TRT'den izin lınmadan yayınlanması... Sonra giydiği pembe pantolonun konu yapılmasını siz nasıl karşıladınız?
Tekrar söylüyorum; Arda, Fenerbahçeli olsaydı bunların hiçbiri başına gelmezdi. Arda bugün Türkiye'de Messi ile mukayese edilen, Messi ile eş tutulan bir futbolcu olarak lanse ediliyor.
Bütün maçlarda 5 dakika oynamaktan öte bir iş yapmayan Alex'in durumuna bak! Bir de Arda'ya bakın Türkiye'de! Farkı; Alex Fenerbahçeli,Arda Galatasaraylı. Olay bundan ibaret.

TRT "SİDİK YARIŞI"NA GİRDİ
Devletin televizyonunun özel televizyonlardan farkı yok. O da aynı kabın içinde. Bu tür konuşmalar Galatasaraylıların olduğu her yerde oldu. Özellikle bu somon rengi forma için etrafımdaki Galatasaraylıların neler söylediğini ben biliyorum.
Herkes her şeyi söyler. Hele dost sohbetinde lafını da sakınmaz. Sinkaflı da konuşur. Birgün bizim eve gel teybini de açık bırak git! Bak neler dinleyeceksin?
İnsanın dostları, arkadaşlarıyla birlikte olmasının en güzel özelliği lafını sakınma gereği duymaması.
Konuşma özgürlüğü. Dost sohbeti niye güzeldir?
Şunu şöyle dersem, bunu böyle dersem o alınır, bu gücenir, bu kızar demessin. Aklına geldiği gibi rahat rahat konuşursun. Sana gerçek bir ifade özgürlüğü verir. Bu ortamda konuşulan konuyu sen gizlice kaydetip oraya buraya dağıtırsan. Devlet televizyonu da bunu yayınlama tenezzülüne girerse. Çünkü devlet televizyonu dediğin televizyon, özel televizyonlarla, bunu aynen yazın "sidik yarışı"na girdi. TRT utanç verici bir hal aldı.
Ben TRT televizyonunun ilk spor sunucularından biriyim. O zaman kayıt cıhazı da yok. Bütün yayınları canlı yapmak zorundasın. Canlı yayın yapınca da "Durun, düzeltin, çıkarın, silelim" deme şansın yok.
Ne çıkıyorsa o an ağzından aynen yayında.
O dönem Türkiye Futbol Federasyonu'nun durumları karışık. Bir açık oturum düzenledik. Üç muhterem eski federasyon başkanını çağırdık. "Ne diyorsunuz" dedik? Üçü de dedi ki 'İşler çok bozuktur.
Bu federasyon istifa etmelidir.'

BAŞKAN İSTİFA ETTİ AMA...
Ertesi gün futbol federasyonu başkanı istifa etti. İkinci bir şey daha oldu; TRT Genel Müdürü Adnan Öztırak, 'Hıncal Uluç'un bir daha TRT'ye girmesi yasaktır' kararının altına imza koydu. Gerekçe TRT'nin tarafsızlığını ihlal etmek. Üç konuşmacının üçü de federasyonu eleştirmiş. Neden federasyonu savunan bir konuşmacı oraya aramamışız. 'Dedim ki canlı yayın yapıyoruz. Spor servisi davet ediyor ben sunuyorum sadece.' Ben davet edilen konuklara 'Efendim akşam futbol federasyonunu soracağım, düşünceniz nedir?' 'Ben karşıyım.' 'O zaman gelme!' denir mi?

ALTI AY TRT'YE GİDEMEDİM

Altı ay ben gerçekten TRT'ye adımımı atamadım.
Sonra yönetim kurulunda üç arkadaşMuhammer Sun, Emir Galip Sandalcı ve Serdar bey olayı kurula taşıdılar ve cezayı kaldırdılar. Aradan yıllar geçti. Adnanbey ayrıldı TRT Genel Müdürlüğü'nden, bir gün karşılaştık. İçimde ukte ya; "Ya hocam bana verdiğiniz ceza haksız değil miydi sizce?" diye sordum. Canlı yayın yapıyoruz. Spor servisi çağırmış. Ben nasıl öğrenebilirim adamların düşüncelerini.
Dedi ki "Senin durumun, TRT televizyonunu Türkiye'nin dört tarafından izleyenleri ilgilendirmez. Düşünürler ki TRT üç tane adam çıkardı. Üçünü de federasyon başkanına saldırttı. Adamı istifaya mecbur etti. TRT tarafsızdır!"
O zaman biz rozetle yayına çıkamazdık. Mülkiye rozetini yakamdan alırlardı. Bir sunucunun mülkiye rozeti olması ayrımcılıktı, o zamanın ilkeleri için.
Şimdi Hakan Şükür kardeşim, TRT'nin televizyonunda "Bizimkiler" diye bahsediyor Galatasaray'dan.
Ve iki kişiler. Manisa- Galatasaray maçının sonrasında televizyonda, Hakan Şükür ile beraber bir de Manisalı yorumcu varsa o da "Bizimkiler" diyorsa o zaman eh işte! Ama yoksa, bir tek yorumcu varsa o da Galatasaray'dan "Bizimkiler" diye bahsediyorsa o TRT'nin tarafsız olduğunu kimse iddia edemez.
Ben mülkiye rozeti takamazdım ve de gelen yorumcuları denetlemediğim için ceza aldım, Hakan Şükür, Galatasaray için "Bizimkiler" diye bahsediyor, geri kalan 17 takım ötekiler!

* * *
TÜRKİYE'Yİ HİÇ CİDDİYE ALMADI
_Beşiktaş son iki üç sezondur çok önemli yabancı yıldızları transferler etti. Almeida, Guti, Fernandes, Quaresma, Simao, Erns, Hilbert gibi. Ancak, beklenen sportif başarıyı bir türlü yakalayamadı. Sizce siyah-beyazlı ekip nerede yanlış yaptı?
Burada teknik direktör Schuster işi ciddiye alsaydı Beşiktaş başarılı olabilirdi. Ama Schuster başından sonuna Türkiye'yi küçümsediği ve Türkiye'ye 1 sene Avrupa'dan kaybolmak için geldiğini gösteren bir hava içindeydi. Teknik adam olmayınca bu işler olmuyor. İyi bir teknik adam bulmak da biraz da şans işi.
Rijkaard, Galatasaray'a geliyor denildiği zaman sevinmeyen Galatasaraylı yoktu. Ama ne oldu? Gördük! Tutmadı.
Gordon Milne gibi İngiltere'de adı geçmeyen bir tek gün İngiltere'de teknik direktörlük yapmayan adam geldi Beşiktaş'ı üç yıl üst üste şampiyon yaptı. Antrenör, teknik direktör biraz da şans işi! O nedenle iş oyuncu transfer etmekle kalmıyor.

ŞİDDET YASASINA KADIN İHLALİ!
_Sporda Şiddet Yasası'nın ilk zanlısı Manisaspor-Galatasaray maçında elinde meşale ile yakalanan Nurşen Balcı oldu! Balcı meşaleyi bir erkeğin yaktığını ancak en son elinde kaldığını belirtti ve serbest bırakıldı. Ne diyecek siniz?
Bu da Türkiye'de kadın-erkek eşitliğinin artık tartışılmaz boyutlara geldiğini gösteriyor. Feministler iftihar etsinler futbolda şiddet yasasını kadınlar ihlal ediyorlar, erkekler değil!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor