14 Eylül 2011 | Çarşamba

Tişört giymekle olmaz

_Sıkıntılı bir dönemden geçen, kalmakla gitmek arasındaki Fenerbahçe için zorlu bir karşılaşmaydı.
İyi bir takım oluşturan Ordu karşısında geriye de düşebilirdi ama belki de ayakta kalma arzusunun verdiği enerjiyle kazanmasını bildi. Maçı sportif açıdan olduğu kadar psikolojik ve duygusal açıdan nasıl değerlendirdiniz?
Bir defa Fenerbahçe için psikolojik olarak son derece zor bir maç. O sahaya çıkmak bile zor... Bir defa inanmadığın bir lig oynuyorsun. Aslında 18 takımın, 18'i de inanmadıkları bir lig oynuyor. Sonucu futbol sahasında değil, sezon sonunda belli olacak bir lig... Sonucu, Futbol Federasyonu'nun toplantısında belli olacak bir lig oynanıyor!
Ama Galatasaray ile Fenerbahçe'nin durumu farklı...
Neticede Galatasaray, bu ligde aldığı dereceye göre bir yere gelecek. Hatta federasyonun aldığı kararlara göre ligde elde ettiğinden daha iyi bir dereceye de gelebilir.
Ligi üçüncü bitirebilir ama şampiyon ilan edilebilir sonunda... Oynayacağı maçlardan aldığı sonuçlar masa başında iyileşebilir, kötüleşmez. Oysa Fenerbahçe, şampiyon dahi olsa gelecek sene Bank Asya'da oynayabilir.
Kafasında bu düşünce olan futbolcuyu motive et bakalım...
Kim motive edecek; en başta seyirci... Seyirci nerede; yok. Cezalı.
Kim motive edecek; Fenerbahçe'nin senelerden beri her şeyi olan başkanı... Başkan nerede; hapishanede...

ORDU OYNADI, FENER KAZANDI

Kim motive edecek; teknik direktör Aykut Kocaman...
Herkes biliyor ki Aykut Kocaman, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en ifadesiz teknik direktörü... Kenarda dururken bile takımını motive etmeyen birisi...
Kim motive edecek; takım ruhu... E takımın yarısı gitmiş.
Yarısı ilk defa o formayı giyiyor. Hangi takım ruhu!..
Daha sahaya çıkarken, rakip hiç önemli değil, Çatladıkapıspor'la da oynasa, Fenerbahçe için tarihinin en zor maçıydı; bana sorarsan...
Üstelik de karşısında hakikaten çok beğendiğim bir Orduspor vardı. Bu Ordu, ligde çok ses getirecek bir takım olduğunu ilk maçında gösterdi. Metin Diyadin takımı gayet iyi oynattı. Bir büyük takıma karşı oynayan, küçük takım ezikliğindedeğil. Bütün maçı başa baş oynadı.

_Fatih Tekke'nin kale önünde kaçan net bir pozisyonu vardı. O gol olsa sonuç çok daha farklı da olabilirdi.
Başka pozisyonlar da vardı. Maçı abartmadan söyleyelim; istatistiklere bakarsan Ordu oynadı, Fener kazandı!
Ordu'nun attığı şut Fener'in iki misli, Ordu'nun isabetli şutu, Fener'in iki misli... Ordu'nun korneri, Fener'in iki misli... Yani hücum aktivitesi olarak Fener'in iki misli daha fazla iyi oynamışlar. Ama kazanan Fenerbahçe olmuş.

DEPLASMANLAR DAHA ZOR
_
Bu kadar olaydan sonra ligin ilk maçını kazanmak Fenerbahçe adına güzel bir şey. Kocaman da maç sonrası, "Özel bir galibiyetti" dedi.
Fenerbahçe adına ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum.
Bana, 'Ne olmak istemezsin' diye sorsan, 'Fenerbahçeli futbolcu olmak istemem.' Hiçbir maça ümitli, hiçbir maça hevesli çıkmıyorsun. Her maç tek başına o an için bir anlam ifade ediyor. 'Şu maçı oynayalım, kazanalım.' 'Niye kazanalım?' Orası belli değil. Amacı yok ki deplasman maçlarında durum daha da ağır olacak.
Her defadakinden çok farklı, çok saldırgan bir seyirciyle karşılaşmaları muhtemel... Onu da biliyorlar.

YILDIRIM NİYE TUTUKLU?
_
Oyuncuların üzerinde Yıldırım'ın fotoğrafı bulunan tişörtler ile maça çıkmalarını, golden sonra yine bu tişörtle sevinmeleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ben Aziz Yıldırım'ın yerinde olsam talimat verir, bu jestleri yasaklattırırım. Çünkü bunları 'güzel jest' olarak yorumlayanlar kadar, 'Aziz Yıldırım, Metris'ten emir verip, yaptırıyor' diyenler de var. Fenerbahçe camiası, Aziz Yıldırım'ın fotoğrafını tribünlere asmak, Aziz Yıldırım tişörtlerini futbolculara giydirip sahaya çıkartmanın ötesinde Aziz Yıldırım için ciddi işler yapmalı.
Aziz Yıldırım niye tutuklu? Askeri tutukluların aileleri Silivri'de toplanıp gösteriler yaparken, Fenerbahçelilerin kendi statlarında, kendi kendine gelin güvey olmalarının anlamı yok. Gösteri Metris'in önünde olmalı.
Aziz Yıldırım niye tutuklu? Türkiye'de hukuk gayet açık... Kaçma ve delilleri karartma tehlikesi varsa insanlar tutuklanır. Aziz Yıldırım kaçar mı? Aziz Yıldırım hangi delilleri karartacak? O zaman niye içeride?
Gazetede okuyorum, 'tutukluluk süresi bir ay daha uzatılmış.' Niye?
İnsanları içeride tutmanın en kolayolduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Fenerbahçe'de çok iyi hukukçular var. Fenerbahçe'de çok iyi toplum liderleri var. Üstelik Fenerbahçeli olmak da şart değil. Böyle bir kampanya yapsalar ben orada olurum. Bu bir insan hakkı sorunu, Fenerbahçe hakkı sorunu değil. Olayı böyle bakıp, davayı yücelteceklerine, 'Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'yi Metris'ten yönetiyor'a getirmeleri çok yanlış.
Taktik hatası, psikolojik hata...
UEFA'dan sızan neydi? Niye Beşiktaş'a değil de Fener'e ceza verildi? Çünkü Beşiktaş, tam tersine jestler yaptı. İçerideki yönetici istifa etti, 'Beşiktaş kupayı iade edeceğini' açıkladı. Fenerbahçe, Aziz Yıldırım'a biat gösterilerinde...
Fenerbahçelilerin soracağı soru; Aziz Yıldırım neden içeride? Fenerbahçe Başkanı olduğu için değil, insan olduğu için neden içeride?
Yargılayın, ona kimsenin itirazı yok. Mahkûm olsun; girsin içeride yatsın. Ona kimsenin itirazı yok. Ama hakkında hiçbir mahkûmiyet kararı yokken adam mahkûm gibi içeride!.. Dünkü maçı seyretti mi seyretmedi mi bilmiyorum. Çünkü izlemesi özel izne tabii...

HUKUK MÜCADELESİ VERMELİ
_Maçı revirde izlediğine dair haberler çıktı.
Fenerbahçe Başkanı, Fenerbahçe maçını o hapishane müdürünün ya da savcının özel izniyle izleyebiliyor!
Böyle bir hukuk olabilir mi?
Git Ankara'da, Adalet Bakanlığı'nın önünde yap gösterini... "Mahkûmlara yapılan muamele nedir?" diye... Git Metris'te yap; 'Niye tutuklu' diye. Yani bir hukuk mücadelesi yapmak dururken bir kulüpçülük mücadelesi yapmak olayı çok başka ve yanlış boyutlara taşıyor.

GALATASARAY DOĞRU YAPMIŞ
_
Orduspor'da konuşulan ve beğenilen isimlerden birisi de Galatasaray'dan transfer edilen Culio idi. Siz nasıl buldunuz?
İyi etmiş Galatasaray onları göndererek. Stancu ile Culio'yu...

_Zaman gösterecek ama Orduspor'da iş yapar gibi gözüküyorlar.
Galatasaray'ın büyük oyuncuya ihtiyacı var. Kalanlar büyük mü; o ayrı. Bu gidenlerin hepsi doğru... Benim gidenlerden itirazım sadece Anıl ve Mehmet Batdal'a.
Sen Milan Baros'u ve Kazım'ı tutup; Anıl ile Mehmet Batdal'ı gönderiyorsan; ben buna üzülürüm.

* * *
KADINLARA HAKARET

_Federasyon kadınlar ve çocukların maçları ücretsiz izleyebilmesi için çalışma yapıyor. İyi niyetli bir çalışma olarak gözüküyor ama şiddeti henüz durduramamışken bu uygulama doğru sonuçlar verir mi?
Bir defa 'kadınlara ücretsize' kadınlar, özellikle feminist kadınlar, ne der bilemiyorum!

_"Pozitif ayrımcılık" diyebilir miyiz?
Ben tamamen bir aşağılama olarak görüyorum. Bu pozitif ayrımcılık falan değil.
Ama çocuklara... Bunu yıllar yıllar evvel İngiltere'de, bir Arsenal maçında görmüştüm. Döner dönmez de yazmıştım. "Bunu kulüpler yapsın" diye. Biz basın tribününde oturuyorduk. Karşımızda yani "Maraton" diye tabir edilen, tribünün alt kısmını (Ali Sami Yen'in alt kısmını düşün) sahaya en yakın kısmı. Orasını tamamen çocuklara ayırmışlar. O semtlerdeki okullardan, öğretmenleri ile geliyorlar ve bedava geliyorlar.
Yanında oturan İngiliz gazeteciye "Bu nedir? Çocuk tribünü mü?" diye sordum. "Hayır. Bu çocuk tribünü değil. "Bu civardaki öğrencilere ayrılmış tribün" diye anlattı bana. "Sebep?" "Sebep geleceğin Arsenal taraftarlarını yetiştirmek." Yani, Arsenal kulübü, geleceğin Arsenal taraftarlarını yetiştirmek üzere çocukları kendi ağırlıyor, İngiliz Futbol Federasyonu değil!..
Bunu kulüplerimizin yapması lazım. Ama kulüplerimiz, yönetime hizmet edecek tetikçi amigolarabedava bilet veriyor, çocuklara değil, yöredeki okullara değil!..
Aradaki fark bu...

BÜYÜYÜNCE BABASINA BENZER
Türkiye'de bunu hiçbir kulüp yapmaz. Onun için federasyonun yapması doğrudur. Federasyon her stadyumda çocuklara belli bir kontenjan ayrılmasını sağlamalı...
Bu kontenjan, o kentin Milli Eğitim Müdürlüğü kanalıyla, sırayla, okullara tahsis edilmeli.
Babasının elinden tutmuş, gelmiş ve o söven, şiddet gösterenkalabalığın içinde oturan çocuk değil! Bu kendilerine ayrılmış bir çocuk tribününde, kendi yaşıtı arkadaşlarıyla beraber maçı seyreden çocuk. Bu ikisi çok farklı...
O tribünde babasının yanında büyüyen; büyüyünce babası gibi olur. Aşağıdakini adeta eğitiyorsun. Maç nasıl seyredilir gösteriyorsun. Ona güzel yayınlar verirsin, kitaplar verirsin, oyuncaklar verirsin. Yani, bu milli eğitim programı. Federasyon böyle bakmalı.
Yoksa adam karısını çocuğunu alacak bedava maça gidecek. Oh! Federasyonun kesesinden karısını, çocuğunu maça getirecek. Ama yine "Böö.."

_Tabii buna göre düzenlemeler de yapmak lazım. O giriş çıkışları, hengameyi düşününce çocuğumu, göndermek istemem.
Her stat için bunlar düşünülmeli ve de kulüpler de fazla 'kıyameti koparmasın' diye derbi maçları bunun dışında tutulmalı... Bir yerin altın değerinde olduğu bir yerde kimse bedava bilet vermez istemez. Ama diğer maçlarda stadın dolmadığını görüyoruz. Yani, 50 bin kişilik Arena'da 5 bin kişiye oynayacağına; 5 bin bilet satarsın, 5 bin de çocuk gelir oturur, seyreder. O da büyüyünce senin biletli seyircin olur.

* * *
FEDERASYONA TEŞEKKÜR EDERİZ!
Hayatımda futbolu bu kadar alakasız, bu kadar ruhsuz ve duygusuz izlediğimi hatırlamıyorum

_Ligin geç başlaması nedeniyle program oldukça sıkıştı. Galatasaray 15 günde, Beşiktaş ise 14 günde 4 maç oynayacak. Fenerbahçe'ye ise 11 günde 4 maç düştü ve bu durum Aykut Kocaman'ın tepkisini çekti.

ZAMANI GEÇTİ
Play-off sezonunda ne yapacaksın; play-off'a vakit kazandırmak için!.. Fenerbahçe geniş kadrolu bir takım. 13-14 kişiye mahkum küçük takımlar ne yapacaklar?
Ayrıca, bizim yöneticilerimiz ve medyamızın bir kötü alışkanlığı var. Başa geldikten sonra ancak eleştiri başlıyor. Sporda Şiddet Yasası'nı şimdi eleştiriyoruz!
Lig başladıktan sonra eleştiriyoruz.
Bunlar da ne zaman açıklandı?
Niye o zaman demediler; 'Olmaz böyle şey' diye...
Çatladıkkapıspor 11 günde, 4 maç oynarsa mesele yok; Fener oynarsa kıyamet!..

SOHBET ETTİK
_İlk hafta sonuçlandı ve gördük ki özellikle 4 büyük takım lige hazır değil. Siz ilk haftadan ligin gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Hiçbirinin üzerinde konuşmak dahi içimden gelmiyor.
Hayatımda futbolu bu kadar alakasız, bu kadar ruhsuz, bu kadar duygusuz izlediğimi hatırlamıyorum.
Bizim evin kalabalığı maçlarda yine toplandı.
Gelenlerin hepsi ama hemen hemen hepsi "Ağabey maça değil sohbete geldik."
Ligi bu hale getirdiler teşekkür ederiz.
Aydınlar federasyonuna...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor