Golcüsüz bu kadar

UEFA Kupası'nın Türkiye'deki tek sahibi Galatasaray ve onun cefakâr taraftarları, böyle büyük, zor gecelere alışıktır. Maç kiminle olursa olsun, o hiç susmayan taraftarlar, daima 12 adamdır. Dün gece de öyleydiler. Tribünlerin görüntüsü muhteşemdi. İnanılmaz boyutlardaki Aslan başı, muhteşemdi. İspanyollar sahaya çıkarken onlara şaşkınlıkla bakıyorlardı. 78. dakikada hakem penaltıyı vermeyerek, Galatasaray'ın turunu önledi. Oyun ilk 15 dakikaya gelirken, topun kontrolü Atletico Madrid'in elindeydi. Daha akıllı top çeviriyorlar ve kontratakla pozisyona giriyorlardı. Galatasaray top kaybını bir türlü önlenemiyordu. 17. dakikada Elano iyi kafa vursa, tabela 1-0 olacaktı. Sadece o pozisyon mu? Elbette hayır. Arda, 35 dakikada sakin olsa, golü de rahatça atacaktı. Devrenin son dakikasına kadar Galatasaray'ın pas hataları vardı ama kaçan gol fırsatlarında ise Cimbom, İspanyollar'dan çok daha fazla etkiliydi.

Keita umut tazeledi
İlk maçta havada iki hareketle golü önleyen Leo Franco bu defa Reyes'in ayaklarından topu alıp golü önledi. Hemen ardından Reyes'in şutunun üst direkten dönmesi ise Galatasaray'ın büyük şansı idi. İkinci yarıda Atletico Madrid'in baskısı çok artmıştı. 63. dakikada İspanyollar'ın attığı gol, "Her şeyin sonu mu" diye düşündürürken, Keita skoru 1-1 yapıp umutları geri getirdi. 78. dakikada hakem Caner'e yapılan penaltıyı vermedi. Caner sonrasında oyundan düştü ve kırmızı ile oyundan atıldı. Son dakikada İspanyollar'ın golü her şeyi bitirdi. G.Saray, Avrupa defterini kapattı ama bazı konuları da görmek lazım. Mesela santrforsuz bir takım başka ne yapabilir? Sakatı bol bir sezonu yürüten sarı-kırmızılılar önce Türkiye Kupası'na sonra da Avrupa'ya veda edince elde bir tek Süper Lig kaldı. Şimdi bütün gücünü oraya verip şampiyon olmalı.