Türk yardımcı...

Futbol otoritelerimiz, medyadaki yazılarında ya da TV konuşmalarında sezon sonu falına bakarken Galatasaray'a hiç şans tanımıyorlar. Ben, "Herkesin görüşü kendine" derken, çoğunluğun haklı olduğuna da inanıyorum. "Gözle görünen köye kılavuza gerek yok." Galatasaray'ı sezon başından beri seyredenlerin olumlu konuşması çok zor.
Beş haftada kör topal 3 galibiyet, 2 mağlubiyet alıp, averajı +1 olan Cimbom için "İyi takım" diyenler herhalde kafayı üşütmüştür.
Ayrıca Avrupa Ligi'nden elenmesinin de işin çabası olduğunu unutmayalım. Galatasaray neden böyle? Takımın bir türlü istenilen hale gelmemesinin bir suçlusu var mı? Elbette var. Rijkaard ve Neeskens. Yönetim kurulu, 2. yıla girdiğimiz şu günlerde Hollandalılar üstünde ciddi bir otorite kurmuş değil.
Onların düşünce de astığı astık, kestiği kestiktir.

O KİŞİ BÜLENT ÜNDER'DİR
Açık konuşalım. Sezon başlarken iki Hollandalı'ya büyük takımlardan ciddi bir teklif gelmediği ortada. İkisinin futbol dünyasında kalitelerinin azaldığını görmemek biraz saflık olur.
Onların Galatasaray'a geldiği günden beri olumlu bir işini bana kimse gösteremez. Galatasaray kötü takım mı? Hayır değil.
Belki bir Trabzonspor ya da Beşiktaş kadar güçlü bir kadro değil ama gene de iş yapar.
Sorun bu kadroya beklenen futbolu bir türlü oynatamayan teknik kadrodadır.
Şu günlerde yönetim kurulu kesinlikle Rijkaard ve Neeskens ikilisine bir "Türk yardımcı" vermelidir. Benim bu konuda güveneceğim tek adam Bülent Ünder'dir. Terim döneminde kendini kabul ettiren Ünder, hem futbolu iyi bilir, hem de Türk futbolcusunu çok iyi tanır.
Galatasaray bu zor günleri geçmek ve iyi futbol oynamak için bazı tedbirler almalıdır. Sayın Polat önce "Tünelin ucunda ışık göründü" dedi, sonra da "Tüneli geçtik" diye açıklama yaptı.
Sayın başkan bir şeyi unuttu.
Tünel kısa mı, yoksa uzun muydu?