Alkışlar Baros'a

Frank Rijkaard, Büyükşehir Belediye maçına süratli, bir takımla çıkmayı düşünmüştü. Sağ beke Serkan Kurtuluş'u, önüne Pino'yu, sol tarafa ise arkada İnsua, önünde Aydın'ı koymuş.
Bu gerçekten akıllı bir tercihti.
Buna karşılık Büyükşehir Belediye, maç başlar başlamaz beş oyuncusunu, Galatasaray sahasına yerleştirip onları presle sindirmek istiyordu.
Büyükşehir'in, bu tarz oyunu benimsemesi hataydı. Defans tedbiri almadan rizikolu oyunda ısrar etmesi ise sonucu tayin etti.
İlk yarı da Galatasaray'da iki adam Baros ve Serkan sahanın en başarılı adamıydı. Misimovic ve Lorik Cana'nın zamana ihtiyacı var.
Ancak 2-0'dan sonra Galatasaray oyunda rahatlayınca durgunlaştı. Bunu fırsat bilen Belediye az da olsa Galatasaray kalesini sıkıştırmaya başladı. Ama heyecan yaratacak golü bulamadı.
Galatasaray'ı bu dakikalarda uyandıran Baros'un üçüncü golü oldu. İlk yarı bittiğinde Galatasaray'da herkes hayatından memnundu.

Defansta sorun yaşanıyor
Peş peşe atılan üç gol bu sezon ilk defa görülen bir şeydi. Seyirci hiç susmadan bağırdı.
Galatasaray ikinci yarıya aynı takım ve aynı oyun anlayışı ile başladı. Rahatlık oyun düzenini de etkiledi.
Rijkaard durgun oyunu canlandırmak için 60. dakikada, Aydın ve Lorik Cana'yı oyundan aldı.
Yerine Kewell ve Mustafa Sarp'ı oyuna sürdü.
Oyun Galatasaray'ın rahatlığı ile sürerken Tum, 66'da tabelayı 3-1'e taşıdı.
Galatasaray'da ciddi bir sorun da Neill-Servet ikilisinin oyun içinde kaleci Ufuk ile olan tehlikeli ilişkileri idi. Neill ve Servet'in Ufuk'a güvenip oynamaları gerekir.
Maça çok iyi başlayan ancak daha sonra skorun rahatlığı ile oyunu önemsemeyen Galatasaray için endişe verici olan Baros'un sakatlığı idi. Oyundan alkışlarla çıkan Baros, yerini Barış'a bıraktı.
Sonuçta maç 3-1 kapandı ve lige kötü başlayan Galatasaray çıkışını sürdürdü.