Fenerbahçe'yi unutun

Fenerbahçe maçından sonra, TV'deki spor haberlerinde Fenerbahçe-Galatasaray maçının yorumlarını dinliyor ve spor sayfalarını okuyorum.
Konuşanlarla, yazanların hepsi tek görüşte birleşiyordu: "Galatasaray tek maçla, hem de tek devrelik oyunla, mucize yaratıyordu." Ben dahil tüm medya Galatasaray'ı beğendik ve bunu hoca değişikliği ile futbolcuların "onur" savaşına bağladık.
Ancaaak! Hiçbir zaman, bütün maçların da böyle başarılı olacağını yazmadık. Elbette yazanlar çıktı. Bunun yanında söyleyenler de çoğunluktaydı.
Mesela Hagi umut dağıtıyor, Tugay ise susuyor. 45 dakikalık güzel futbol, bundan sonraki günlerde, karşımız da olacak mı?
Herkes gibi biz de bekleyip göreceğiz. Başarılı olmak için cenazenin elbirliği ile kalkması lazım.
Bu konuda Hagi-Tugay ikilisi ile futbolculara çok iş düşüyor. En ufak tatsızlık Galatasaray'ı daha kötü günlere götürür. İstemek, yapmanın yarısıdır. Futbolcular bunu böyle bilmelidir. Hagi, Fenerbahçe maçında değişik bir imaj çizdi. Eski hırçınlığı, saldırgan hali yoktu. Bu böyle devam edecek mi dersiniz? Ben buna inanmak istiyorum ama gene de endişeliyim.

Tugay, yeni Terim olur mu?
Tugay gelecekteki iyi günler için aday. Bunu onda hissediyorum. İngiltere onu değiştirirmiş.
Herkesin dilinden onun için"Yeni bir Terim doğuyor" cümlesi dökülüyor. 'İnşallah' deyip, onu da beklemeye alalım. Esas konu taraftarların tribünlere geri dönmesi. Peki bu iş nasıl olacak? Bu taraftar güzel futbol, gol ve galibiyet yoksa "Han-apartmanaraba" bile versen, gene de maça gelmez.
Başarı için ya da "Hep destek, tam destek" için bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. Bunu da Polat yönetimi düşünmeli ve çözmeli.
Uzun lafın kısasına gelelim! Fenerbahçe maçındaki 45 dakikalık golsüz güzel futbol herkese moral verdi.
Ama her şey yerinde kalmalı. Devamettirmek, Galatasaray'a yakışmaz. Başta, Hagi ve Tugay'ın önce kendilerini normale döndürmesi, sonra da takımı başarılara hazırlamaları gerekir.