Akıl ve disiplin

Milli maçlar sonrası çok milli oyuncusu olan kulüplerin lige dönüşleri sancılı olur. Galatasaray bu sancıyı kaliteli ayaklarının sahne almasıyla yaşamadı.
Antalya'daki kolay galibiyetle futbolculuğunda Galatasaray'a 11 gol atan, teknik adamlığında hep engel koyan Mehmet Özdilek fobisine son verildi.
Temmuz ayını aratmayan sıcak ve aşırı nemli ortamda Galatasaraylı oyuncular topun sürekli kendilerinde kalmasına dikkat ederken sonuca endeksli bir oyunu tercih etti. Coşku yoktu ama Galatasaray takım olarak kontrol pas, sakinlik, yardımlaşma, kanatları kullanma, geriye çabuk dönme ve pozisyon alma konusunda disiplinliydiler.

Kırmızı kart maçı bitirdi
11'inci dakikada Elmander'le gelen erken gol, Antalyaspor'un Galatasaray üzerinde oluşturduğu baskıyı da sildi. Golde Amrabat'ın taç atışını çabuk kullanması ne kadar akıl doluysa Elmander'in de rakip savunmanın arkasına yaptığı koşu ve vuruşu mükemmeldi.
Amrabat, Antalya'nın sağını koridor yaptı. Sarı-kırmızılılar gol sonrası ayağa pas organizasyonu anlayışıyla topu koşturmaya ve sıcak havada tempoyu fazla yükseltmemeye özen gösterdi.
İlk yarının uzatmaları maçın kırılma noktasıydı. Melo'nun koşu yoluna bıraktığı topu Amrabat dikine taşıyıp farkı ikiye çıkardıktan sonra İsaac'ın Muslera'nın baldırına kasıtlı basıp kırmızı kart görmesi maçı bitirdi.

Kıskandıracak frikik
Galatasaray'ın kalitesine Antlyaspor'un 10 kişi ile direnmesi mümkün değildi. Oyunun kontrolü ve hücum üstünlüğü topyekün sarı-kırmızılılara geçti. Burak'ın frikikten attığı gol kankası Selçuk'u kıskandıracak (!) güzellikteydi.
Antalya'nın her hücum girişiminde Galatasaray kolay gol pozisyonu üretti ancak Burak, Aydın, Yekta gözü kapalı atmaları gereken karşı karşıya fırsatları kaçırdı.
Ambarat gecenin yıldızıydı, aklını çabukluğuyla birleştirdi. Hızla takım oyununa adapte oluyor.
Cris'i dikkatle izledim. Nerede duracağını iyi biliyor. Aklıyla hareket ediyor. Semih'in boşalttığı alana giren oyuncuya hemen yanaşıyor.
Buluştuğu topları basit ve ayağa oynuyor.