Mircea Lucescu

Mircea Lucescu

13 Mayıs 2012 | Pazar

Hak eden şampiyon

Böylesi büyük bir maça yazı yazacağımı öğrendiğimde ben de en az Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar kadar heyecanlandım. Derbilerin derbisi...
Üstelik şampiyonun belirleneceği çok büyük bir derbi. Heyecanın zirve yaptığı inanılmaz bir gösteri!
Derbi öncesi havanın böyle olduğu bir 90 dakikaya tanık olduk ve beklendiği gibi bitiş düdüğüne kadar iliklerimize kadar tarifsiz bir heyecan yaşadık. Ve tabii büyük bir keyif aldık.
Aykut Kocaman, 4-3-3 dizilişi ile sahaya çıktı. Şüphesiz Alex'in yokluğunda böyle bir tercih yaptı. Semih'i ileride tek tutup, soluna Stoch, sağına ise Dia'yı koydu.
Emre-Selçuk-Cristian'lı güçlü orta saha ile de Dia ve Stoch'un defansif zaaflarını bertaraf etmek istedi.
Galatasaray ise klasik 4-4-2'lik dizilişi ile sahadaydı. Fatih Terim'in bunu değiştirmesi risk olurdu. Galatasaray en iyi bunu oynuyordu ve sezon boyunca da çok iyi uyguladı. Elmander'in sakatlığı ise Galatasaray için şanssızlıktı.
Fenerbahçe, hücum 11'i gibi görünen bu kadroya rağmen ilk yarıda istediği ofansif zenginlikleri yaratamadı. Bunda Galatasaray'ın kale sahasını iyi savunmasının etkisi büyüktü. Fatih Terim'in takımının Eboue, Semih, Ujfalusi ve Hakan'dan kurulu dörtlü savunması Fenerbahçe'nin hızlı adamlarına boş alan bırakmadı.
Dia zaman zaman Hakan'ı zorlasa da sonuç alacak net pozisyonu F.Bahçe yakalayamadı.

DİA, GALATASARAY'A ÇALIŞTI!
Buna rağmen ilk yarı boyunca topa daha fazla sahip olan, gol için daha çok arayış içinde olan takımdı Fenerbahçe. 30'dan sonra oyuna daha fazla ağırlığını da koydu sarı-lacivertli takım.
Galatasaray'ın hücum zenginliği bakımından geride kalmasının belki de en büyük nedeni, beraberliğin kendilerine yetiyor olmasıydı. Böyle oyunca, Melo ve Selçuk İnan gibi iki önemli adam ilk yarıda hiçbir varlık gösteremedi. Necati de istediği topları alamayınca etkisiz kaldı.
İlk yarının özeti buydu.
İlk yarıda sadece savunmada kalan Galatasaray, ikinci yarıda hücum yapması gerektiğini hatırladı. İkinci 45'in ilk bölümlerinde Melo ve Selçuk'la etkili olmaya çalıştılar. Ancak güçleri, oyunu Fenerbahçe'nin sahasına yıkmaya yetmedi. İki bek Eboue ve Hakan Balta da ileri çıkmayınca Galatasaray rakibini ısıramadı.
Dia'nın 75. dakikada gereksiz şekilde kırmızı kart görerek oyundan atılmasıyla işin şekli değişti. Dia burada çok acemice bir hareket yaparak takımını zor durumda bıraktı.
Bir şampiyonluk maçında bu yapılacak bir hata değildi! Dia'nın atılışı, beraberliğin yettiği G.Saray'ın ekmeğine yağ sürdü.
Ancak Fenerbahçe, 10 kişi kalmasına rağmen Galatasaray'ın üzerine gitti. Çünkü başka seçenekleri yoktu. Ujfalusi'nin 80'de atılması, savunma tedbirlerini ikinci plana atıp şuursuzca rakibine saldıran Fenerbahçe'ye altın tepside sunulmuş bir fırsattı. Sorumsuz davranan Ujfalusi, sahanın Dia ile birlikte en suçlu adamıydı.

KAOSTAN GALATASARAY ÇIKTI
Kalan bölümlerde sahaya tam bir sinir savaşı hakim oldu. Sertlikler arttı, oyun sık sık durdu. Bu da Galatasaray'ın işine yaradı. Sonuçta bu kaos ortamından sağ çıkan taraf Galatasaray oldu. Fatih Terim'in planladığı gibi, derbi berabere bitti ve Galatasaray şampiyon oldu.
Galatasaray, belki dünkü futboluyla değil ama sezon boyunca daha iyi oynadığı ve daha çok puan topladığı için şampiyonluğu F.Bahçe'den daha çok hak etti.
Fatih Terim'i ve öğrencilerini kutluyorum.
Fenerbahçe'yi de bu sezon yaşadıkları birçok olumsuzluğa rağmen şanslarını buraya kadar taşıdıkları için ayrıca kutlamak istiyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor