20 Ekim 2010 | Çarşamba

Değişim şart

Günümüz futbolunda artık kendini taktisyen olarak yenileyen ve geliştiren teknik adamların öne çıkacağı ve buna ihtiyaç olduğu ortada. Hakemlerin de çağdaş futbolu yönetirken kendilerini yenilemesi, geliştirmesi, uyum sağlaması gerekiyor. Bunun için de öncelikle hakem mentörlerinin ve eğiticilerinin bu çizgide olmaları önemli.

Çakır bu yüzden önde

Hakem dünya futbolunu, oyun taktiklerini, takım kurgularını, futbolcuların bire bir özelliklerini iyi takip etmeli ve bilmelidir.
Bunu başardığı içindir ki, Cüneyt Çakır hakemliğimizde öne çıkmıştır.
Eğer siz UEFA'dan veya FIFA'dan maçınıza gelen delegasyonla Avrupa, dünya liglerini, futbolunu, futbolcularını tartışamazsanız başarılı olamazsınız. İyi hakemler yetiştirmek istiyorsak ülkemizdeki mentörlük ve eğiticiliğin eski hakemlere gelir kapısı olmaktan öte gerçekçi çizgilere getirilmesi gerekiyor.
Üst düzey hakemlere verilen UEFA eğitimlerinin faydası tabii ki tartışılmaz.
Ancak yetişirken çağdaş çizgiden uzak alınan temel eğitimlerde aşılanan tabuları yıllar sonra yıkmak ve değiştirmek zorundasınız. Schuster, "Bu ülkede olduğum sürece hakemlerle ilgili konuşmayacağım. Çünkü buna değmez" derken, acaba bize bunun mesajını mı vermek istedi?
Bu hafta hakem yönetimlerine baktığımızda kendini geliştirememiş, gerilerde kalmış anlayışların hakim olduğunu, ceza alanı içi ile ceza alanı dışı arasında farklı yorumları, ilginç kart uygulamalarını, tutarsız hakem yardımcı hakem işbirliğini, maçın skoruna göre değişen, yumuşayan eyyam kokan kararları izledik.

Yılmaz vasat yönetti
Marka hakem olmak istiyorsan en zor kararları en sıkıntılı anlarda vereceksin.
Maalesef hakemlerimiz saha dışındaki ayrıntılarla, politikalarla, hikayelerle uğraşmaktan sahada oynanan futbola katkı sağlamıyorlar. Temel yanlışları bu. Konyaspor-F.Bahçe maçında Abdullah Yılmaz ceza alanı içi ile ceza alanı dışında farklı yorumlarıyla vasat bir yönetim sergiledi. Futbolcuların özelliklerini bilmediği için yanlış kararlar verdi. 19 ve 37'nci dakikalarda ceza alanı içindeki pozisyonlarda Fenerbahçe lehine net penaltı vermeliydi. Düz maçı herkes yönetir.
Önemli olan bu zor kararları verebilmek.
Maçın skoru rahat olduğu için toz kalkmadı.

En kötüsü Çoban'dı
G.Saray-A.Gücü
maçının hemen başında, hakem ve yardımcı hakem komedisini izledik. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan MHK'nın 'altın çocuğu' Tolga Özkalfa enteresan kararlara imza atıyor olmasına rağmen bu yıl FIFA listesine İzmir'in 'imbat rüzgarıyla' girmeyi başardı.
Beşiktaş-Manisaspor maçında kart uygulamalarıyla maça damgasını vuran Barış Şimşek'i kendini toparlamış gördüm. Bursaspor-Karabükspor maçında Bünyamin Gezer verdiği ve vermediği penaltı yorumlarıyla tartışıldı. G.Birliği-Antalya maçında verdiği kararlarla tepki alan Serkan Çınar haftanın en başarılısı olurken, Deniz Çoban ise en kötü hakem olarak dikkat çekti.
Hafta sonu oynanacak F.Bahçe-G.Saray derbisine Halis Özkahya favorim ancak MHK'cinlik' düşünürse Bülent Yıldırım olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor