VAR’a hiç gitmemeliydi

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, futbol kenti Antalya'ya tribünlerdeki boşluklar yakışmadı. Müsabakaya gelecek olursak, her iki takım da kontrollü ve güvenli oyun anlayışıyla başladı. İlk 35 dakikalık bölümde sıkıcı bir futbol vardı. Lakin her geçen dakika yükselen tempo, bol gol ve seyri keyif veren bir maç oldu.

İlk yarıda 8 dakikaya 3 gol sığdıran Beşiktaş, daha sonra defans güvenliğini bırakan Antalyaspor karşısında 6 gol buldu. Kadro ve oyun olarak değişim gösteren bir Beşiktaş seyrettik. Antalyaspor ikinci yarıya oyuncu değişikliğiyle birlikte hızlı başladı. Gol bulsa da gücü bu kadardı. Kagawa'nın oyuna girer girmez goller bulması, onun ve Beşiktaş adına çok olumlu oldu.

Karşılaşmanın 14. dakikasında Antalyasporlu Yekta'ya arka arkaya yapılan müdahalelerin ardından son faulü yapan Vida, hakemin yorumuyla doğru bir sarı kart gördü. 21'de yerde yatan Antalyalı oyuncuyu görüp hücumda olmasına rağmen Lens'in topu taca atması fair-play adına önemliydi. Maçın en kritik anı 31'de kaleci Buffon ile Gökhan Gönül'ün bire bir kaldığı pozisyondu. Bu seviyede bir hakemin VAR'a gitmeden bu penaltıyı vermesi gerekirdi. Bülent Yıldırım'a VAR'a gitmesi yakışmadı. Ancak uzun zamandır ülkemizde ceza alanına vuruştan önce her iki takımdan giren oyuncular dolayısıyla penaltı tekrarı yapılmıyordu.

Hakem Bülent Yıldırım, burada doğru ve örnek bir uygulama yaptı. Beşiktaş'ın attığı 4. gol öncesinde ise Lens-Yekta mücadelesinde ve sonrasında araya giren Nazım'ın faulünde hakemin oyuna avantaja bırakması çok olumluydu. Zaten devamında gol geldi. Ancak golden sonra Nazım'a sarı göstermeliydi, onu atladı. Diğer göstermiş olduğu sarı kartlar doğruydu. Hakemin pozitif futbola destek vermek adına oyunu oynatma isteği de güzeldi.