Ne demiştik?

Geçen haftaki "Vur fakat dinle" başlıklı yazımda bu hafta olacakları tahmin etmiş, ulema geçinen bazı ukalaların aksine Lugano'nun savunmaya girmesiyle sarı- lacivertli takımın defansında her şeyin düzeldiğini ve Fenerbahçe'nin önemli rakiplerle Kadıköy'de oynayacağı için şampiyonluk şansının büyük ölçüde devam ettiğini belirtmiştim. Nitekim alınan sonuçlar beni yanıltmadı. Şimdi de çok bilinler markaj yapmayan bir rakip karşısında alınan farklı galibiyetle göklere çıkardıkları hocayı, bir yenilgi üzerine "Futbol bilmiyor" diye topa tutuyorlar. Hakem kararlarını kendilerince yorumlayıp, gerçekleri ve kuralları inkar ediyorlar. Üstelik hayran oldukları kendi camialarının sorunlarını bir yana bırakıp, iç yüzünü bilmedikleri başka kulüplerin işlerine karışarak da ulemalık yapıyorlar. Herkes cahil, herkes bilgisiz ya da aptal ama her şeyi onlar biliyor.

Hakemi de yenmeli
"Şeyhin kerameti kendinden menkul" diye böyle gibiler için söylenmiş sözler de var. Bu beyler medyadaki eski hakemlerin ofsayt dediği pozisyonları nizami, gol dedikleri topları ise ofsayt diye yutturmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki birçoğu ekran başına geçiyor veya spor sayfalarını kullanarak okurlarını aldatmayı sürdürüyor. Sadede gelelim. Fenerbahçe TV, bu sezon futbolda sarı-lacivertlilerin verilmeyen penaltılarını, yediği ofsayt veya attığı sayılmayan nizami gollerle kaybettiği puanları görüntülerle yayınlıyor ama federasyon ve MHK'den ses çıkmıyor. Aksine basına yaptıkları haklı şikayetler için yöneticileri cezalandırılıyor. Bu hatalı kararlarla şampiyonluk kaçarsa, bunun hesabını kim verecek. Cevap mı: Dört yıl önce Denizli'de oldu da sonuç değişti mi? Fenerbahçe, şampiyonluk için sadece rakiplerini değil, önyargılı, taraflı davranan hakemleri de yenmek zorundadır. Bunun için her maçta taraftarıyla elinden geldiğince mücadele etmelidir.