Sırıtan formalar

Eskiden kulüpler kuruluşta federasyona forma renk ve şekillerini bildirir ve bunlara bağlı olarak sahaya çıkardı. G.Saray parçalı, F.Bahçe çubuklu, Beşiktaş beyaz formaları kullanırdı. Şimdi önüne gelen istediği renk ve biçimdeki formayla oynuyor ve olay engellenmek yerine alkışlanıyor.
Önceki akşam sarı-lacivertli kulübün Fenerium tarafından dizayn edilerek sporcu ve taraftarlar için hazırlanan yeni sezon giyecekleri bir lansmanla sunuldu. İlk olarak tarihi formalar Halit Kıvanç'ın sunumu ile ekrana geldi.
10'ar yıllık aralarla kullanıldığı öne sürülen giyeceklerin çoğu uydurmaydı. Çünkü 1930'lu yıllardan sonra F.Bahçe hep bugün de giyilen uzunlamasına çubuklu sarı-lacivert formayı kullanırdı.
Fenerium açıldıktan sonra yenilikler başladı.
Ama bu defa da gariplikler ortaya çıktı. Taraftarlarca tutulmayan ve beğenilmeyen turkuaz formalar yerine bu defa da açık mora kaçan mavi- beyaz formalar gösterime sunuldu. F.Bahçe rozetinde bulunmayan bu mavi formaların büyük tepki toplayacağını ve bunlarla maça çıkılırsa taraftarlarca protesto edileceğini şimdiden söyleyebilirim. Yeşil formalar da farklı değil.

Unutulan efsaneler
F.Bahçe'nin renkleri sarı ile laciverttir ve asla değiştirilemez. Milyonlarca taraftar bu renklere gönül vermiştir. Sevgili kardeşim yetkili Abdullah Kiğılı'nın buna dikkat etmesi gerekir. İkincisi Fenerium, bütün ürünlerde F.Bahçe'nin renklerini kullanmalıdır. Zira mağazalara gelen alıcıların hepsi F.Bahçeli'dir ve başka kulüp renklerini almak istemez. Ve bunlar satılamaz. "F.Bahçe tarihi" adıyla 10'ar yıllık aralarla gezinti yapan Kıvanç çok önemli iki kişiyi atladı.
F.Bahçe'ye 60'lı yıllar içinde bir sezonda 5 kupa kazandıran büyük hoca İgnace Molnar ile göreve her gelişinde takımı şampiyon yapan başkan Ali Şen es geçildi. Aziz Yıldırım elbet tesis kralıdır ama "Ali Şen başkan, F.Bahçe şampiyon" sloganının yaratıcısı da unutulmamalıydı.
Forma tanıtımının bir eksiği de voleybol ve basketbolculara giydirilen müsabaka formalarının (herhalde Fenerium tarafından yapılmadığı için) gösterimde yer almamasıydı.