Derbi üzerine...

Turkcell Süper Lig bu hafta oynanacak maçlarla sona erecek. Ülkenin önemli iki kupasından birine Trabzonspor, Fenerbahçe'den aldığı vizeyle sahip olurken, ligin şampiyonu yarınki dev maçla belirlenecek.
Bu karşılaşma belki de sezonun en renkli ve kritik maçı olacaktır. Tüm umutlarını bu maça bağlayan Fenerbahçe'nin, ligdeki yerini bulmuş Trabzonspor karşısında nasıl bir sonuç alacağı merakla beklenmektedir.
Bazı ağızlar Trabzonspor'un maça asılmadan, oyunu Fenerbahçe'ye takdim edeceği gibi gerçek dışı yorumlar yapıyorlar. Oysa bu söz silahşorları ne Trabzonspor'u, ne de Fenerbahçe'yi hâlâ iyi tanıyamamış. Zira böyle bir hülleye ne Fenerbahçe tenezzül eder ne de Trabzon şanlı mazisine ters hareket ederek rakibine ikramda bulunur.
Kimse kimsenin dedikodusu ile uğraşmadan maçın zevkini ve keyfini çıkarmaya baksın.
Diğer yanda Bursaspor'un Beşiktaş ile oynayacağı maç da en az Kadıköy'deki kadar önemli olacak. Bu iki mücadele yürekleri hoplatacak.

1996'nın rövanşı olamaz
Fenerbahçe-Trabzonspor maçı, Te-Ta-Ko (teknik, taktik, kondisyon) çarpışmasından çok psikolojik bir mücadele olacak.
İyi konsantre olan, galibiyete odaklanan, zaafları zamanında fark eden ekip maçı alacaktır. Sonuç ne olursa olsun bu karşılaşma uzun yıllar akılda kalacaktır.
Bazıları bu maçın 1996'nın rövanşı olacağını dillendirse de Trabzonspor teknik direktörünün belirttiği gibi eskiye takılıp, geçmişi deşmenin hiçbir tarafa faydası yok. İki ekibin de bugüne ve geleceğe odaklanması müsabakanın kalitesi açısından daha akılcı olacaktır.
Sonuçta iki takımdan biri şampiyon olacak. Ama bu uzun lig maratonunda şampiyon olmaktan öte, o yolda verilen mücadele takdir edilmelidir.
Bu sebepten dolayı yıl boyu gösterdikleri performanstan ötürü bu iki takımı kutluyor, enerjisini ve kararlılığını kaybetmeyen takımın başarısını kupayla taçlandırmasını diliyoruz.