İnadına devam

Dün Avni Aker'de resmen iki perdelik bir maç izledik. Deplasmanda olan fakat yüzde 10 nispetle de olsa oyunda ağırlığını hissettiren takım misafir Bursaspor.
Kendi sahasında oynamasına rağmen telaşlı olan, fazla pas hatası yapan, rakibine ayağındaki topları pas olarak veren ev sahibi takım Trabzonspor'du...
Zannederim puana olan ihtiyacın ve mutlak galibiyete şartlanmışlığın verdiği stres Trabzonspor'da telaş ve hataya sebep oldu. "İşin tabiatı da buna müsaittir" dersek bordo-mavilileri bir nebze olsun hoş karşılayabiliriz.
Fakat Burak'ın başta kaçırdığı pozisyona nazire Bursaspor'un devrenin sonlarına doğru atamadığı veya Giray'ın insanüstü mucizevi kurtarışından sonra şans Trabzon'a son dakikada Burak Yılmaz'ın ayağından gelen golle güldü.
Bu birinci devrenin veya birinci perdenin görüntüsü idi.

Farklı bir Trabzonspor...
Şimdi gelelim sahnenin ikinci perdesine veya oyunun ikinci devresine.
İlk yarıya inat top kovalayan, ciddi ve etkili oynayıp pozisyonlar yakalayan fakat bir türlü kendisini rahatlatacak ikinci sayıya ulaşamayan Trabzonspor oldu.
Maçın galibi Trabzonspor, kendi sahasında adeta ofansif bir tablo çizdi. Bunun sebebi iki yan bekin alıştığımız şekilde ileri çıkmadan savunmaya dönük oynamaları kafalarda bir takım sorular doğurdu.
Bizce Şenol hoca iki bekinin alışıldığı tarzda oynaması durumunda rakibin bu boşluklardan yararlanabileceği düşüncesi ile kendince bu tedbiri alarak oyunu ve rakibini ortadan yarmayı daha uygun buldu. Bursaspor'a gelince... Bu takım geçen yılın Bursaspor'u değil sanırım geçen yıldan şampiyonluk heveslerini çok tez ve kısa da olsa giderdiler.
Netice itibarı ile her türlü yorumu bir kenara bırakırsak kafalarda ki üç puan, puan tablosuna yazılınca her türlü sıkıntı bertaraf edilmiş olur. Artık gözler gelecek haftaya bakıyor.