28 Eylül 2011 | Çarşamba

Lil'legal puan!

Ayakta ve sağ eller cepte çok yorumlar izler, dinlerdik. Öyle hatırlıyorum! Ya da bir masa etrafında saatlerce gecenin anlam ve önemi vurgulanırdı!
Takım kadrolarını ve onların dizilişlerini anlatırlardı ülkeye.
En ince detaya kadar, sırf zaman dolsun diye!
Ne değişti de anlamsızlaştı bu geceler? Formatınız mı değişti, yoksa hep böyle miydiniz?
Hani, biz uzaktık Şampiyonlar Ligi'ne, unutmuşuzdur, öyle değil miydiniz yoksa?
İlk maçta, ikinci maçta... Bir türlü bağlanamadınız gitti Avni Aker'e. Sizin asıl derdiniz ne?

***
Neyse! "Şehir bu maçı bekliyor olmalı" diyorduk, öyle de oldu. Tribünler rengarenkti.
Tarihinde ilk Şampiyonlar Ligi maçına tanıklık etti Avni Aker ve Trabzon şehri.
Mahkum başlanan ilk dakikalar, sonrasında kontrollü oyuna döndü, ta ki yenen gole kadar!
Trabzon'da Alanzinho'nun maçın yıldızı olabileceği dakikaların tescilli olduğunu, bunun da son 20 dakikalar olduğunu yazıyor, söylüyoruz. Zayıf kaldı güçlü rakip orta sahası karşısında.
Gerçi ona gelene kadar, beklenmedik bir Colmanperformansından bahsetmek lazım ilk devre için. Zokora ve Halil'in üstün performansları ise açık kapatmaya dönüktü.
Golü düşünen ama gole uzaktan yakından yaklaşamayan bir Trabzonspor izledik ilk yarıda.
***
Sonra; tıpkı İnter maçının ikinci bölümü gibi, tıpkı içerideki Karabük maçının ikinci bölümü gibiydi Trabzonspor ikinci yarıda.
Tesadüf değil. Kurdukları o muhteşem baskı, kanat organizasyonlarını ve beraberinde penaltıyı getirdi.
Sahayla ve rakiple verilen savaşın karşılığı koca "legal bir puana dönüştü." Bu işin matematiğine gayet uygun bir sonuç elde edildi! Trabzonspor, kendi liginde yaşadığı olağanüstü gelişmelere rağmen ülkesini yurt dışında aslanlar gibi temsil etmeye devam ediyor. İmajı yerlerde liginin itibarını yükseltiyor! Bu takımı, tüm unsurlarıyla kutlamak gerekir.
Türkiye asıl sizinle gurur duyuyor çocuklar!