Hakiki köy sızması...

Medya köyünün sızdırmaları artık çok meşhur ve bilindik. Yöntem basit...
Sızdır, yay, inandır...
Geçtiğimiz yıl özellikle şampiyonluk yarışında her Allah'ın günü aracı medya kanallarıyla sızan-sızdırılan bilgileri şöyle bir hatırlayın.
İstisnasız her gün; 'Olduğu görüldü, duyuldu, edinildi, gelen haberler arasında' gibi uydurma birçok haber okuttular bize.
Etik-1 ve Etik-2'lerin sonuçları, onların türlü yanlış sızdırmalarına rağmen Trabzonspor için 'temiz' şeklinde çıkmışken, hâlâ ne yüzle (artık her konuda tersi çıkacağı bariz belli iken) UEFA-1 sızdırması yapabiliyorlar gerçekten merak ediyorum. Uyanıklar da… Her ne hikmetse bu tip sızmalarda, bir tane Trabzonspor lehine, Trabzonsporlu'nun hoşuna gidebilecek haber sızdırmıyorlar mesela… Tesadüf mü peki?

Mini kronoloji...
Şampiyonlar Ligi mücadelesi muhteşem bir finalle sona erdi.
Baştan konulmuş kurallar uygulandı ve her şey bir kupa kaldırmayla bitti.
Türkiye'de bir türlü hakkını alamayan Trabzonspor'da bu ligdeydi ve finalin kilometre taşlarında Trabzonspor'un da adı vardı.
Davet edildi ve davete icabet etti.
UEFA, Türkiye liginden Trabzonspor'a "Evet ben sizinle top oynayabilirim, siz uygunsunuz" dedi.
Olan da bundan sonra oldu.
Karşı ataklar başladı ve doz her geçen gün arttı.
Tahammülsüzlük bu işin kronolojisinde ilk sıradadır.
Ondan bağımsız yazılacak her kronoloji hatalıdır, bilime aykırıdır.
Herkes kendini şöyle bir geri sarsın baksın! Özetle bu işi; "Sadri Şener çok konuşuyor, sürekli kupa istiyor"dan başlatanlar maksatlıdır, inanmayın.
Yayıncı kuruluşun yayınları öncesi neredeyse milli marşa zor yetişen 'bağlanamama' rezaletlerini bizler unutmadık!
Sebep tahammülsüzlüktü işte.
Bakın şunlar şaka değil ve ciddi ciddi söylendi bu ülke de; "Trabzonspor gitmemeliydi, reddetmeliydi, kabul etmemeliydi"
Neden peki?

Dupont...
Şampiyonlar Ligi deyince aklımıza ister istemez onun adı geliyor, kabahat bizde değil.
Onunla korkuttular ya bizi güya! Unutmaya meyilli bir ülkeyiz biz.
Unutmadan yazalım ve bir kez daha hatırlatalım istiyorum.
Bizi onunla korkutanlara soruyorum; Sahi, Dupont'unuz nerede şimdi?
Hani şu Şampiyonlar Ligi'ni oynatmayacak kudrette olan arkadaş! Sizin de gözleriniz Dupont'u aramadı mı Platini kupayı verirken?
Son bir can havliyle, en azından bu ülkeden kazandığı euro'ların hürmetine Şampiyonlar Ligi'ni iptal edemez miydi?
Büyük puntolarla Dupont haberleri yapanlar nerede şimdi? Soruyorum...
Bu haberlerle sizi oyalayanlardan hesap sormayacak mısınız?