Ne söylenir ki?

İki maçlı, bol hesap kitaplı bir karşılaşma oynuyorsunuz neticede... Tek gollü mağlubiyetle Trabzon'a dönmek çok güzel olacaktı ama olmadı...
Yenilen ilk golün hikayesi tuhaf, yenilen ikinci golün hikayesi ondan da tuhaf oldu... "Galip sayılır bu yolda mağlup" desek; eksik kalır ama bu çocukların hakkını da teslim etmiş oluruz ziyadesiyle...
Trabzonspor bu turu tam da Trabzon'da geçecek dediğimiz anlarda ikinciyi yemek şok etkisi yarattı.

***

Ne söylenebilir ki? İdeal bir 11'le sahaya çıkılması, oyunu dengeli götürme ve ikinci bölümde bu kez değişikliklerle golü arama arzusu... Trabzon, böyle bir rakiple, beklentilerin çok çok üzerinde nefis işler yaptı dün gece... Özellikle son bölümde Buffon'un gözlerindeki tedirginlik, kriter olarak değerli mi bilemem ama endişelerini dışa vuruyordu.
Zokora'nın özellikle"bu platform benim platformum" der gibi bu tip maçlarda hep iyi olması, saha da mücadelesi bizi yine şaşırttı.

***

Ne söylenebilir ki?
Orta alanı iyi kapatan, sonrasında doğru hamlelerle tarihe; "Verilmeyen bir golü vardı Trabzon'un" dedirten bu çocukları alkışlamak gerekir. Ülkesinde de tıpkı bu maçtaki, gibi kritik fauller yapan Trabzon'un, golü iptal edilse bile; ortalama hakemlerle bile yolunun "kartlara" kapalı oluşu irdelenmeli! "Trabzonspor, bu Juventus'u Trabzon'da eler" diyeceğimiz skordan uzaklaşmış gözükseler bile... Avni Aker'in o büyülü atmosferini '+1' olarak yazın derim.