Pencere

Herkes kendi penceresinden izledi maçı. Benim pencerem belli. Karaman'ın genç oyuncularını bu ligde tecrübe kazanmaları adına kullanmasını son derece mantıklı ve doğru bir uygulama olarak gördüm.
Hatta "nitelikli" sakatlıklar sonrası "içe yolculuk" başlamalı diye de defalarca söyledim.
Herkes kendi penceresinin önüne oturmuş oradan izliyor ya; birkaç pencere var Trabzon'a açılan. Sıralayalım...
Birinci pencere şu: Altta oyuncu var, toprak üretiyor, fırsat vermek lazım, imkan tanımak lazım diyenler için izleme hatta övünme maçı oldu Getafe maçı. Var mıymış altta oyuncu? Toprak üretiyor muymuş?
Cevaplar alındı. Hatta cevaplar verildi... Güven tazelendi, o öze dönük görüş beslendi. Bitti...
H H H
İkinci pencere şu: Oyuncuyu iyi olana kadar "Olsa kendini belli eder, bundan olmaz" diyenlerin yenilgi sonrası haklılıklarını iddia edecekleri zorlama verilerle oyuncu bitirme yaklaşımları.
Ne o pencere kapanacak ne de ilk pencere ve bu savaş Trabzonspor var oldukça da devam edecek gibi.
Tarafımız belli olduğu için, yalnızda kalsak "toprak üretiyor" demeye devam o nedenle.
Dün akşam da 22 yaş ortalamalı Trabzonspor, La Liga'da Messi ile yılda en az iki kez karşılaşmış Getafe karşısında formalarının hakkını "acemi heyecanları" ile gayet güzel verdiler.
Ünal hocayı tebrik ederim cesareti için. Ahmet Ağaoğlu'nu "maden" sloganı ile yola çıktığı için.
Son bir pencere daha açıldı dün akşam Trabzon'a doğru: Ülke puanı penceresi.
O pencereyi açanlar, sakatlar ordusu nedeniyle bir mecburi vazgeçişi elbette hatırlamazlar.
Dertleri keşke ülke puanı olsa.
Keşke herkese ilke puanı verilse.
Sakatlıklar nedeniyle oluşan durumu göremeyenin perdesi var penceresi olsa ne olur ki.