Futbolun cilvesi

Kahinlikle yorumlanan ligin geleceği ile ilgili öngörülerinde Beşiktaş'ın şampiyonluğunu bilen, bu sezon ise yanılan Mustafa Denizli için yapılan eleştiriler, iki eyleminde yoğunlaştı:
1- Özellikle ikinci yarıdaki maçlara savunmacı futbolcuların ağırlıklı olduğu 11'ler sürmesi.
2- Üst üste üç maçta aynı 11 ile oynamaması.
Buna karşın başkan Yıldırım Demirören, doğru bir kararla sözleşmesini uzatarak Denizli'ye sahip çıktı. Ancak yine de deneyimli teknik adam ve üstteki iki olay, hâlâ yönetim içinde tartışılıyor.
Denizli'nin, savunma ağırlıklı kadro tercihi, 1-0 kaybedilen Fenerbahçe maçından sonra en sert eleştirilere neden oldu.
Doğrusu bu ya Alex, 2'nci dakikada maçı bitiren o tek golü atmasaydı takımın morali, disiplini ve konsantrasyonu bozulmayacak, Denizli'nin oyun planı istediği biçimde olumlu sonuçlanabilecekti.

Denizli'nin şanssızlığı
Aslında Mustafa Denizli, benzer oyun düşüncesini İngiltere'de Manchester United ile yapılan Şampiyonlar Ligi maçında da sahaya yansıtmıştı.
Ve "savunmacı" ağırlıklı o kadro, 20'nci dakikada Tello'nun attığı golle maçı 1-0 kazanmış, Beşiktaş tarihine altın harflerle yazılan o maçtan sonra övgülere boğulan Denizli, göklere çıkartılmıştı.
Futbolun cilvesi bu işte! Kadıköy'deki maç kazanılsaydı Beşiktaş, yine şampiyonluğun en güçlü adayı olacak, Denizli, çıkarılacağı göklere sığdırılamayacaktı!
Bir başka açıdan bakarsak...
Turkcell Süper Lig'de en çok koşan, hücuma dönük futbolcusu en çok olan (Nobre, Bobo, Holosko, Tabata,Yusuf, Nihat, Tello, Serdar Özkan, hatta hücumlarda etkili bindirmeler yapan Ekrem, Sivok, Ernst) buna karşılık yaratıcı futbolcusu olmayan Beşiktaş'ta, golcüler 'gol kabızlığı'na yakalanmasaydı, dahası 6 as futbolcu sakatlanıp, devre dışı kalmasaydı Denizli, kafasına silah da dayasanız bu ülkede öncüsü olduğu 'hücum futbolu'ndan sapma yapmazdı!
Bu da futbolun cilvesi, kimi galibiyetlerden sonra "Şapkadan tavşan çıkardı" ya da "şanslı" gibi haksız yakıştırmalar yapılan Musİnatçı

tafa Denizli'nin şanssızlığı!