Hayal kırıklığı

Beşiktaş, saman alevi gibi yanıp sönen "hücum bütünlüğü" nü uygularken, bu konudaki en büyük pay sahalara dönen Hilbert'in oluyor.
Hücum bütünlüğünde ileri ucun geri gelmemesi, ileri çıkan savunmacıların arkada bıraktığı boşluklar, soruna neden olabiliyor.
Bu kusurlar, "toplu hücum, toplu savunma" ilkesini sakatlıyor.
Beşiktaş, bu sakatlığı çok yaşadığı için yarışta geriye düştü.
Ayrıca hızlı, sert, agresif oynamamanın ve özellikle de gol vuruşlarındaki beceriksizliğin faturalarını hep ağır ödedi. Son örnek; kupa dışında bıraktıran Boluspor yenilgisi!
Şu gerçeği de görmezden gelemeyiz:
Beşiktaş, sakatlıkların ve cezaların çokluğu yüzünden ilk haftalardaki beğeni kazanan futboldan uzaklaştı, seri puan kayıpları yaşadı. Kayıplara neden olarak UEFA Avrupa Ligi ile yoğunlaşan maç trafiğini de söylemeliyiz.

YAPILACAKLAR SINIRLI
Böylesi kayıplarda teknik direktörün de yapabileceği sınırlı olur. Carvalhal, bunları çok yaşadı. Portekizli hocanın yerinde başka teknik direktör de olsa aynı şeyler yaşanabilirdi.
İyi teknik direktör; salt iyi taktik veren, oyunu iyi okuyan, yerinde hamleler yapan değildir!
İyi hoca; aynı zamanda yıldız ama sorunlu futbolcuyu takıma kayıp verdirmeden harcamak yerine kazananıdır!
Carvalhal, Quaresma olayında zaman ve ceza şeklinde yanlış yaptı! Kadro dışı bırakma yerine para cezası A. Madrid maçından sonra verilmeliydi! İkincisi ise af... Neden A. Madrid maçından sonrasına bırakıldı?
Portekizli teknik adamın, özellikle savunmacıların, izleyeni bıktıran, takımın dikine oyununu engelleyen yan ve geri pas alışverişine yasak getirmeli.
Bu düzeltmeler yapılmazsa "üç kupada şampiyonluk" hayaliyle girilen sezon, hayal kırıklığı ile kapatılır!
Yeni başkan Fikret Orman'ın yeni sezon için sözünü verdiği "altyapıya önem" umut verici.
Umarım bu söz de hayal olmaz.