Bitmeyen kin

Ronaldinho'nun transferi haftalar süren pazarlıklar sonunda gerçekleşmedi.
Gerçekleşmeyeceği zaten belliydi. Çünkü Ronaldinho'nun gelmeye hiç niyeti yoktu!Yaptıkları oyalamadan başka bir şey değildi!
Ronaldinho'nun transferi gerçekleşseydi Beşiktaş'a ne verebileceği tartışılıyordu. Bu takıma daha önce de Guti, Quaresma, Simao gibi dünya yıldızları geldi.
Özellikle Guti ile Quaresma taraftarların bir numaralı gözdeleriydi. Ne verdiler Beşiktaş'a? Hiçbir şey!
Yani, şöhretlerine yakışmayan lig dördüncülüğü! Şu kesindir ki; başarı için şöhret, dünya yıldızı olmak yetmez. Öncelikle "takım oyunu" kesinlikle şarttır! Yıldızlar topluluğu F.Bahçe'de bu değişmez oyun ilkesini rahatlıkla görebiliyoruz.
Liderlikleri bunun en büyük kanıtıdır.
G.Saray, başta Drogba genellikle yıldız futbolcularının bireysel becerilerine endeksli.
Beşiktaş'ta "takım oyunu" da bireysel becerisiyle başarıya taşıyacak futbolcusu da yok!
Fernandes, kendine, şov için oynuyor!"Takım oyunu" bilinci sıfır.

Garip şeyler oluyor
Başkan Fikret Orman'ın "şampiyon olacağız" iddialı açıklamasının gerekçesini, güvencesini anlamış değilim!
Başkan, şampiyonluk beklediği Beşiktaş'ın, Ziraat Türkiye Kupası'nda PTT Birinci Lig takımı Bucaspor'a yenilip, elendiğini unuttu galiba!
Beşiktaş'ta önemli eksiklik; fizik güç yetersizliği! 60'ıncı dakikadan sonra takımın pili bitiyor. F.Bahçe'de ise tersini görüyoruz. Sarı-lacivertli takımın son dakikalarda attığı 4 golü var. Bunun nedeni; fizik güç üstünlüğünün yanı sıra son dakikaya dek gol atma hırsı ve inancıdır.
Beşiktaş'ta ise garip işler oluyor. Takımda Sivok, Escude, Franco, Ersan, İbrahim Toraman varken Bilic, yönetimden yeni stoper istiyor.
Toraman'ı adam yerine koymadıkları, dışladıkları, inatla affetmedikleri görülüyor. İnanılır gibi değil! Bitmeyen bu kin, bu kızgınlık niye?