Kısmete bak!

Türk futbolunda bu seyircisiz maç oynama cezasını kim icat etti acaba? Ben hiçbir Avrupa liginde çok ciddi bir durum olmadığı müddetçe böyle bir uygulama yapıldığını görmedim. Seyircisiz futbol tatsız tuzsuz yemek gibi. Bu kadar çok cezanın ne faydasını görüyorlar, nasıl pozitif bir etkisi oluyor bir anlatsalarda dinleyelim.
Maçın başlama saatiyle aynı anlarda basketbol takımımız Telekom karşısında play-off mücadelesinin ikinci maçında son dakikaları oynuyordu. Neyseki o maçı kazandık ve ben gönül rahatlığıyla futbol maçına geçtim.
Diyarbakırspor kümede kalma ümidiyle elinden gelen mücadeleyi göstermesi maçın kalitesini umduğumdan daha yüksek seviyelere çıkardı. Dostum ve eski partnerim Nihat eski günlerini aratmayan şahane bir performans gösterdi, gel gelelim çok kısmetsizdi. İki tane direkten dönen topu var ki, topun sesini televizyondan değil neredeyse Diyarbakır'dan duydum. Girmeyince girmiyor işte.

Seyircisiz oynanmaz
Takımın genç oyuncuları Necip ,İsmail ve Rıdvan dört dörtlük performans gösterdiler ve Beşiktaş'ın geleceği güvende mesajı verdiler.
Kaptan Toraman her zamanki klasıyla takipçiliğinin ödülünü attığı golle aldı.
Bobo'nun sağ taraftan nefis bir şekilde ceza sahasının içine kıvrıldığı pozisyonda kale içinde Nihat'ı görünce içimden şimdi Nihat golünü atacak dedim. Ama bu sefer de Diyarbakır'lı oyuncu gelip Nihat'ı beklemeden golü kendi kalesine atıverdi. Kısmete bak. İnşallah yeni sezonda Nihat kardeşim bu kısmetsizliğini de kırıp mükemmel bir şekilde sahalara yeniden dönecek.
Takım öne geçtikten sonra Diyarbakırspor'un direnci iyice kırıldı ve sahada güzel pasların döndüğü zevkli bir mücadele başladı. Kanat organizasyonlarına orta sahadan destek veren Ernst'in güzel ortasında Tello usta bir kafa vuruşuyla köşeyi görünce maç iyice dostluk mücadelesi havasında son buldu.
Bu seyircisiz ortamda bizlere umduğumuzdan çok daha güzel bir maç izleten her iki takım oyuncularını tüm kalbimle kutluyor, bu tip cezaların artık Türk futbolunda yer almamasını ümit ediyorum.