Aslan kükremeyi hatırladı

Galatasaray fikstür olarak çok şanslı bir periyoda girerken, içerde oynayacağı Beşiktaş maçı da dahil olmak üzere kazanıp hem camiasına kırgın olan taraftarına hem de rakiplerine oynadığı futbolla şampiyonluk yarışının içinde olacağının mesajını verebileceği çok önemli bir fırsattı Akhisarspor maçı.
Bu bilinçle maça istekli ve tempolu başlayıp golü bulana kadar önde basan Galatasaray bu oyunun karşılığını Semih'in attığı golle aldı. Bu golden sonra topu rakibine bırakıp, pas yapmasına izin veren defansını öne çıkararak çok erken risk alan rakibini tuzağına düşürmüş oldu.
Bu oyun Galatasaraylı oyuncularının daha çok sevdiği kendini daha iyi ifade ettiği açık saha oyununa dönünce işler daha da kolaylaştı.
Selçuk, Josue, Sneijder üçlüsü ile daha doğru ve efektif oynayan Galatasaray, Bruma'nın özel yetenekleri bezenmiş Podolski'nin klas pası ile ikinci golü buldu.
Golden sonra da takım boyu iyice genişleyen rakibi karşısında Galatasaray, Akhisar Belediyespor'u bilmediği çalışmadığı ve düzenin dışında bir oyun anlayışına çıkarıp arka arkaya bulduğu hızlı ve organize gelişen ataklarla farkı 4'e çıkararak maçı ilk yarı da bitirmiş oldu.

Podolski ve Sneijder
İkinci yarı da farkı yakalayan Galatasaray kontrollü oynadı,pas oyunu oynayarak topun kendisinde kalmasını sağladı. Rodrigues'in koşusunu attığı muazzam pasla birleştiren Sneijder penaltının mimarı oldu.
Sinan Gümüş'ün golle dönmüş olması gecenin önemli bi detayıydı.
Galatasaray'ın Akhisar karşısında keyif verdiği bir gerçek ama Sneijder ve Podolski gibi oyuncuların sürekli maçın içinde kalması ve takım savunmasına verdikleri destek belki de galibiyetten daha değerli.
Kariyerleri üst düzey, takım arkadaşlarına örnek olabilecek futbolcuların mücadele gücü, önümüzdeki haftalara kalan mirastır. Büyük takımlar düştükleri yerden kalkabilendir. Hep söylediğimiz gibi futbolcu kardeşlerimizin eleştirilere cevap vereceği yer saha ve konuşma dili performanslarıdır ve bu galibiyet bunun için çok değerlidir.