Sinan Vardar

Sinan Vardar

13 Ekim 2017 | Cuma

Mahşerin Beşlisi

Serdar Bilgili birkaç gündür gündemde...
Bu arkadaş böyle durup dururken bir şey söyler söyledi. Benim içimden onun hakkında bir yazı yazmak gelmiyor ama son açıklaması beni yazmaya zorladı.
Bak Serdar; sizin ekip; Yıldırım Demirören, İsmail Ünal, Hüsnü Güreli, Fikret Orman ve diğer arkadaşlarınızın, Sayın Onursal Başkanımız gibi bir değerin arkasından ne entrikalar çevirdiğinizi çok iyi biliyoruz.
Beşiktaş kamuoyu sizin döneminizde yaptıklarınızı çok iyi biliyor.
Süleyman Ağabey bıraktığında kulübün borcu sıfırdı ve Beşiktaş'ın Fulya'sı vardı. İnönü Stadı'nın kullanma hakkı da Beşiktaş'ındı. Kulüp binamızın olduğu bina bizimdi. Fulya'da Şan Öktem tesisi vardı. 13 yıl önce 35 milyon dolar borçla kulübü Yıldırım Demirören'e devrettiniz. 101. yılda şampiyonluğu nasıl kaybettiğimiz ve bu kaybedilen şampiyonlukta ne kadar hisseniz olduğu meydanda.
Sonra da küçük bir azınlık tepki gösterdi diye kulübü bırakıp kaçtınız. 2003-2004 sezonunda neler olduğunu bütün futbol kamuoyu çok iyi biliyor. Beni o konulara lütfen sokmayın!.. O sezon Beşiktaşlılar için hâlâ kanayan yaradır.
17 yılda toplam 4 şampiyonluğumuz var. Emeği geçenleri kutlarım! Fulya buhar olup uçarken orada neler olduğu yıllardır konuşuluyor. Sıfır borç yönetimin son mali kongrede açıkladığı gibi; rakamla;
1.760.000.000 TL, yazıyla tam tamına 1 milyar 760 milyon TL.

Raporları açıklayın
İSTİFA ederken "Bir daha Beşiktaş Kulübü'nün önünden geçmem" dediniz, bu sözün birkaç yılın ardından bütün 'Akaret Yokuşunu' parayla satın aldınız. Beşiktaş kimliğiyle Beşiktaş Belediye Başkanı, Futbol Federasyonu Başkanı oldunuz..
Kulüpte altyapının hali ortada.
Üretmiyoruz, tüketiyoruz. Üye sayısını 33 bine çıkardınız. Sahi, bizim kümese bile girmişsiniz, bravo! Semtim; Beylerbeyi'nden 250 üye yapmışsınız.
Gençler beni görüyor, "Ben F.Bahçeli, G.Saraylıyım ama Beşiktaş kongre üyesiyiz" diyorlar. İsmail Ünal'ın ağırlıkla kulübe soktuğu çarpık üye yapısı ve aynı insanların kulübün içinde sadece seçime endeksli tutumları artık gına getirdi. Son yaptığınız 'heykel, meykel' demeciyle tahminen yine bu grup içinde yeni bir başkan adayı çıkaracaksınız.
Zaten bu topluca üye aidatlarının sizler tarafından toplu olarak yatırılması da bunun apaçık örneği!
Yani özetle; sizlerin harici bu kulübe başkan adayı çıkması mucize. O zaman oturun, hep birlikte bu kulübü bu borç yükünden kurtarmanın hesabını yapın. Mesela işe sır gibi sakladığınız Ernst and Young denetim raporunu açıklayarak başlayabilirsiniz.
Kendi ekonomilerinize kat kat değerler kattınız. Artık Beşiktaş'ın borç yükünden kurtuluş reçetesini de asgari ücretiyle forma alıp, maça gidenlere gösterin. Başka kurtuluşunuz yok. Sakın bu dakikadan sonra masal anlatmayın. Sinan ağabeyiniz içinizde de yaşadı.
Bu yangının nasıl meydana geldiğini çok iyi bilirim.
Sayın Onursal Başkan Süleyman Seba veda ederken "Ah dostlarım ah. Ben dostlarımdan korkarım. Ne çektiysem dostlarımdan çektim" demişti.
O sözü tekrar size hatırlatıyorum.
Bak Serdar, Akaretler'de çok emlağın var. Çok istiyorsan kendi otelinin önüne istediğin kişinin heykelini dik, açılışı da ekibinle birlikte yap.


ALKIŞLAR DURSUN TÜRK'E
Geçen hafta Sakaryalı dostlarım, şehirlerindeki yeni stadın açılışı için beni de davet ettiler.
Bir futbol adamı olarak Süper Lig'deki Sakaryaspor'u çok özledim. Yurtdışında olduğum için maça gidemedim ama ilk fırsatta yeni stada gideceğim.
Islama köfteyi de bir hayli özledim. Muhteşem bir stat olduğunu duydum.
15 gün evvel de Altınordu Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Özkan'la birlikte Şanlıurfa Stadı'nı dolaştım.
İzmir'de geçtiğimiz ay; Alsancak, Göztepe ve Karşıyaka'nın üç önemli stadın temeli atıldı.
Daha bir çok il ve ilçelerimizde statlar yapılıyor. Statlar temel atma aşamasına geldi. Hemen hemen stadı olmayan kulüp kalmadı gibi. Bu konuda Gençlik ve Spor Bakanlığı'nı da ayakta alkışlamak lazım. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da son yıllarda en büyük yatırımların futbola yapıldığını her fırsatta belirtiyor.
Gençlik Spor Müdürlüğü'nde stat yapımlarıyla ilgili gizli bir kahraman var. Adı Dursun Türk... Bu arkadaşı iyi tanıyın.
Son derecek dürüst, maliyetleri kılı kırk yararak tespit eden, ülkemize muazzam tesisler kazandıran Dursun Türk ve ekibini canı gönülden kutluyorum.
Korkunç maden kazasından sonra, yolunu bilmediğim Somaspor'a başkan olduğumda Sayın Dursun Türk'ü bir sefer ziyaret ettim. Soma'nın 3 bin kişilik Stadı'nı 6 ay içinde 10 bin kişilik bir stadyum haline getirmesine tanık oldum, gurur duydum. O dönemde bu stat Somalılara büyük bir moral oldu. Nadir olarak yaptığım bir şeydir ama Dursun Türk ve ekibine şapka çıkarıyorum.


AMPUTE MİLLİ TAKIMIMIZIN ŞAMPİYONLUĞU VE SONRASI
Ampute Milli Takımımızın Avrupa şampiyonluğu ülkemize büyük bir moral ve duygu seli yaşattı. Gönlümüz ister ki; öncelikle büyük takımlarımızdan başlayarak her kulübümüz Ampute Takımı kurması. 2009 yılında; Yıldırım Demirören Beşiktaş Başkanı iken, Ampute Milli takımı kurulması için yapılan teklifi geri çevirmişti. O dönem bu teklifin reddedilmesine çok üzülmüştüm.
Futbol Federasyonu da gereksiz masraflarını kısarak, Ampute Milli Takımımızın 1.5 milyon TL olan bütçesini artırmalı. Mesela TFF artık deplasmandaki milli maçlara bedava uçak dolusu insan götürmesin. Tekrar tekrar Ampute Milli Takımımızı büyük bir sevgi ile kucaklıyor ve bu güzel takıma destek olunmasını diliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor