Konuşulaşacak çok şey var!

Hemen hemen her gün; sokakta dolaşırken futbol severlerin yoğun ilgisi ile karşılaşıyorum. Özellikle Beşiktaşlılar bana üç önemli konuda sorularını yöneltiyorlar.
Bunlardan birincisi; Siyah- Beyazlı takımın bu sezon şampiyon olup olmayacağı..
Diğeri; Beşiktaş Kulübü'nün son yıllarda artan borçlarının nasıl ödeneceği....
Üçüncü soru ise beni görüp Beşiktaş'ın alt yapısının neden istenen düzeyde olmadığı...
Şunu söyleyebilirim ki; Beşiktaş'a gönül vermiş kişiler bir çok şeyin farkındalar... Beşiktaş'a bu sezon verilen cezaların çokluğu, Caner ve Quaresma'ya verilen fahiş maç oynanama cezaları taraftarları endişelendiriyor. Ortak kanı şu; "Beşiktaş'ın önü kesiliyor." Taraftarların bu çekincesine ben de katılıyorum. Sadece TFF değil, Beşiktaş'ın özellikle yönetim kurulundan yapılan saçma açıklamalarla da sanki yoluna taş konuluyor.
Geçtiğimiz hafta Fikret Orman'ın;
Göztepe maçı öncesi "Demba Ba'yı transfer etmek istiyoruz" açıklaması tam bir saçmalıktı. Bu hem Beşiktaş'a zarar veren hem de Ba gibi iyi bir profesyonele yapılan haksızlıktı.
Güneş, geldiği günden bu yana hem takımı ayakta tutuyor hem de futbolcuların performansını en üst düzeyde tutuyor. Güneş'in birçok sıkıntı yaşadığını biliyorum. O kadar profesyonelce takımını yönetiyor ki, yönetim bazındaki eksikleri fazlasıyla tolere ediyor. İnanın Beşiktaşlılar olarak onu üç sene sırtımızda taşısak hakkını ödemeyiz.
Beşiktaş, bugün Akhisar deplasmanında çok ama çok önemli bir sınava çıkıyor. Bu önemli deplasmanda alınacak 3 puan Kartal'ı zirve yarışında en büyük aday yapabilir.
Beşiktaş büyük bir camia...
Kulüplerini çıkarsız sevenler her şeyin farkındalar.
Perde arkasında dolap çevirmeye kalkanlar bu kulübün büyüklüğünü anlayamamış olanlardır.
Güzel İnsan Vedat Okyar'ın dediği gibi, "Beşiktaş büyük bir taştır, altında kalırsınız!" Bugünlerde konuşulacak çok şey var. Susuyorsak; armaya, Şenol Güneş'e ve bizlere çok güzel günler yaşatan bu güzel takımın başarısı için susuyoruz.
Lig yarışı bittiğinde konuşulacak çok şey olacak.

BEŞİKTAŞ-ALTINORDU GERGİNLİĞİ
Geçtiğimiz hafta bu sütunda Altınordu'nun U12 Cup Turnuvasından övgüyle bahsetmiştim.
Dünyanın dört bir yanından 56 takımın katıldığı dev organizasyonda Beşiktaş'ın turnuvadan çekilmesi yazılıp çiziliyor.
Hatta bu konu U12 Cup'ın önüne geçti.
Olayla ilgili turnuvayı yakından takip eden dostlarımdan bilgi aldım. Bu dostlarımın büyük çoğunluğu da Beşiktaşlı... Turnuvaya katılan Beşiktaş U12 Takımı'nın özellikle üç oyuncusu fizik bakımından diğer oyunculardan çok üstün bir görüntü çiziyormuş.
İlk gün Steau Bükreş takımından birinin kolu kırılıp, İsveç ekibinden bir oyuncu yine Beşiktaş maçında sakatlanınca turnuvadaki ekipler Beşiktaş'la maç yapmak istemediklerini iletmişler.
Beşiktaş kabul etmeyince kriz tırmanmış.
Ardından yaşanan gerginlikte Altınordu Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Özkan ile Beşiktaşlı taraftarlar arasında yaşanan tartışma tuzu biberi olmuş. Tabii ki dostum Seyit Mehmet Özkan'ın Beşiktaşlı taraftarlarla girdiği polemiği tasvip etmiyorum.
Keşke Mehmet Özkan bu kriz olduğunda Fikret Orman'ı arayıp bu sorunu çözseymiş.
En alt yaş takımlardan başlayarak yaşı büyük fakat geç nüfus kağıdı çıkarıp oyuncuların yaşını küçük gösterme son derece yanlış.
Beşiktaş altyapısının başındayken Kasımpaşa Stadı'nda Samsunspor'la U 13 finalinde karşı karşıya gelmiştik. Samsun takımında bizim futbolculardan hemen hemen fizik bakımından neredeyse iki misli büyük oyuncular vardı. Tabii maçtan önce sevgili kardeşim Mehmet Ekşi ile itirazımızı yaptık. Ama lisanslar çıktığı için yapacak bir şey yoktu.
Beşiktaş takımında Batuhan Karadeniz de oynuyordu. Maçı 2-1 kaybettik, Türkiye ikincisi olduk.
Maçtan sonra soyunma odasında bu haksız rekabet nedeniyle tüm takım futbolcular, Yemen Ekşioğlu ve ben hüngür hüngür ağlamıştık. Bu bize ders olmuştu.
Bundan sonra lisans çıkarırken kemik yaşıyla ilgili önemli çalışmalar yapmıştık. Bu sadece Türk Futbolunun değil, tüm dünyada yayılan bir sorun. Almanya'nın Hamburg takımında Antony Yeboah 37 yaşında futbolu bıraktı. Kemik ölçümü yapıldığında bu futbolcu 42 yaşında çıktı.
Ben ciddi şekilde iddia ediyorum;
Türkiye'ye gelen Afrikalı futbolcuların en az 3-4 yaş fazlalılığı vardır. Ya nüfus kağıtları geç çıkıyor, ya da sonradan yaşlarını küçültüyorlar. Bu dünya futbolunun çok önemli bir yarası. Bunun tek önlemi futbolcuların ilk lisansı çıkarılıp gerçek yaşlarını ortaya çıkarmak.
Beşiktaş'ın altyapısından 2009 yılında çıkan Necip Uysal'ın dışından bir oyuncunun bile A Takıma çıkamaması ciddi bir şekilde masaya yatırılması gereken bir konu. Altınordu'nun 19 yaşındaki yıldızı Cengiz Ünder Roma'nın Barcelona zaferinde baş rolü oynarken yine aynı jenerasyondan Çağlar Söyüncü'nün Freiburg'dan Arsenal'e 40 milyon euroya transfer olacağı konuşuluyor.
Mehmet Özkan'ın turnuva başlarken gazetecilerle yaptığı sohbette "Metin Albayrak çok beğendiğim yöneticidir" sözlerinden 24 saat geçmeden Albayrak'ın kendisi için "Çingeneye beylik vermişler, önce kendi babasını asmış" ifadesini kullanması gerçekten çok ayıp. Beşiktaş'a gönül vermiş binlerce Roman vatandaşımıza da yapılan çok büyük saygısızlık...
Önceki gün Cumhurbaşkanımız çocukluğunu birlikte geçirdiği roman arkadaşlarıyla buluşup gözyaşlarını tutamazken Beşiktaş gibi Türkiye'nin önde gelen kulübünün yöneticisinin yaptığı konuşmaya inanamıyorum.
Tabii kimse yazılıp çizmiyor ama ; Beşiktaş U 12 takımı turnuvadan çekilmesine rağmen Altınordu Kulübü, Kuşadası'nda siyah- beyazlı takımı 2 gün daha misafir etti.
Kişiler gelip geçicidir, ama dostluklar bakidir... Kulüp yöneticilerine yakışan daha olgun, daha duyarlı davranışlar sergilemektir.
Çünkü artık futbol severler gerginliklerden ve ne dediğini bilmeyen yönetici tiplerinden çok sıkıldı.
Lütfen biraz sağduyu...