Final gibi derbi

Beşiktaş; ligin en önemli maçlarından birine çıkacak.
Tabii ki bu; iki takım arasında ne ilk ne de son derbi.
Öncelikle hak edenin kazandığı, masa başı oyunlarının olmadığı bir mücadele olmasını diliyorum.
Gönül favorim tabii ki; Beşiktaş...
Bugünkü Sivas-Başakşehir maçının skoru çok önemli ama Beşiktaş, derbiyi kazanırsa şampiyonluğun 1 numaralı adayı olacak.
Beşiktaş kalan 4 haftada her maçını kazanırsa kesin şampiyon olamıyor gibi gözükse Burak Yılmaz başta olmak üzere futbolcuların başarıya inancıyla hedefe yürüyor.
Alınacak beraberlikte ise Siyah- Beyazlı takım; Devler Ligi vizesi için büyük bir avantaj yakalayacak.
Şu anda camianın tek yapması gereken; bir bütün olarak teknik direktör Şenol Güneş ve futbolcuların etrafında kenetlenmek.
Güneş ve öğrencileri son 6 maçı kazanarak güçlerini ortaya koydu.
Pazar günkü derbide Beşiktaş'ın öncelikle sakin olması gerekir.
Kara Kartal, G.Saray'ın 1 puan gerisinde olmasına rağmen mutlak kazanması gereken Beşiktaş değil G.Saray olacaktır. Çünkü derbi yenilgisiz atlatılırsa bitime 2 hafta kala oynanacak Galatasaray- Başakşehir maçından Beşiktaş şampiyon çıkabilir.

Beşiktaş'ın G.Saray derbisindeki büyük kozu Burak Yılmaz olacak.
Golcü futbolcu attığı ve attırdığı gollerin yanı sıra tecrübesiyle takım arkadaşlarını motive edecektir.
Tabii son haftaların formda ismi Karius'un performansı da büyük bir avantaj olarak gözüküyor.
Cyruff'un çok sevdiğim bir sözüdür; "Futbol basıit bir oyundur ama basit oynamak zordur." Beşiktaş'ta atan Burak tutan Karius'la zor maçları kolay atlatıyor.
Umarım derbide bu gelenek sürer.
MHK'nın derbiye Bülent Yıldırım'ı ataması sürpriz olmadı. Yıldırım bu sezon hakemlik hayatının en başarılı sezonunu yaşıyor.
Umarım hakemin değil, futbolun konuşulduğu bir derbi izleriz. Ancak futbol yöneticilerinin hakemlerle ilgili yaptıkları polemik açıklamalardan artık gına geldi. Yıllardır; "Futbolu futbol adamları yönetsin" diye boşuna söylemiyorum.
Bırakın bu işleri beyler... Futbol severler bu numaraları artık yemiyor.

Güneş gerçeği
Beşiktaş Yönetim Kurulu uzun bir dönem taraftarları, "Şenol Güneş'e uzun süreli sözleşme teklif edeceğiz" diye oyaladı. Güneş teklif almadığını açıkladı, ardından da Milli Takım için yapılan teklifi kabul etti. Şenol Hoca, bu süreçte Beşiktaş taraftarıyla karşı karşıya getirilmek istendi. Bunda da başarılı oldular ki; taraftarlar bir ara Güneş'e istifa etmesi yönünde baskı yaptı. Güneş'in o dönem, "İstifa edersem Beşiktaş'ın hayrına olmaz" sözleri şimdi daha iyi anlaşılıyor. Güneş, son 2 sezon yaşadıklarını yazsa çok satanlar arasına girer. Kendisinden habersiz alınan, satılan futbolcular, taraftarlarla karşı karşıya getirilmesi gibi birçok olay yaşandı bitti, saygısızca... Gerçek şu ki; Güneş takımı 4 yılda 4 kez şampiyonluğa oynattı. Bu dönemde 2 belki de 3 lig şampiyonluğu, Şampiyonlar Ligi'nde harika iki sezon hep akıllarda kalacak. O dönemde Güneş'in hocalığını acımasızca eleştirenler bugün, "Beşiktaş yönetimi TFF ile konuşsun, Şenol Hoca hem Milli Takımı hem de Beşiktaş'ı çalıştırsın" diyorlar. Bence yönetim gelecek planlarını kurgularken Hoca'nın planlamasından yola çıkmalı. Ve gerçek şu ki; Beşiktaş Tarihi bu dönemde birçok kişiyi hatırlamak bile istemezken Şenol Güneş'ten övgüyle bahsedecek.