Topun gözü...

Futbol topu için "Gözü var, kalbi var , duygusu var" derdi hocam. Sakın onunla dalga geçmeyin, içi hava doludur uçurur sizi. Sene içi işi asacaksın, sıkıştığında birkaç maç oynayıp gerinip yatacaksın. Olmuyor işte!
Her zaman papaz pilav yemiyor.
İşe yaramıyor hakemin düdükleri. Tam olarak oynamasa da rakip ve sahanın 4'te 3'ünü sana bıraksa da girmiyor futbol topu.
Maçın başında biraz oynadı Trabzonspor. Geçen her dakika bir futbolcusu mücadeleden düştü.
Urfa'da eleği astıklarından olmalı, tükendiler.
Kaleci çocuk (!) oksijensiz ortamda bir çalışma yaptı. Timsah heykelinin yanına, uçan bir görüntüsü konmalı Onur'un... Giray ve Egemen'e şehrin anahtarı teslim edilmeli. Öyle oluyor işte üç kişilik takımı yenemiyorsun.
Yaptıklarının bedeli midir nedir? 85-86 sezonunda küme düşen bir takımın yöneticisi, "Kale direkleri 5 santim daha geniş olsaydı küme düşmezdik" demişti. 25 topları direkten dönmüştü de. Bir taşla şampiyonluk alınıyor bu memlekette. Başka bir hocam "Kalbini temiz tutup işine bakacaksın" derdi.
Son oyunun kaybına takılmadan daha önce yitirdiğin 26 puanın hesabını yapacaksın. "İç sahada Kasımpaşa'dan neden 3 yedik?" diyeceksin.

Tebriklerimiz Bursa'ya
Yani diyeceğim o ki yalandan oynuyor bizim futbolcular. Bir koşuyor, iki topun üzerinden atlıyor fazlasını loş ışıklarda, eğlence alemlerinde harcıyorlar... Bu mudur futbolculuk! Dünyanın en fazla para ödeyen 5'inci ligiyiz güya!
Yurt dışında finali bırakın, çeyreğine bile yaklaşamadılar.
Senenin birkaç maçında tam kapasite kullanan ile her maçı final oynayanı karşılaştırıyoruz.
Olacak iş mi?
Ne Trabzon'u, ne Fener'i! Eğleniyor bunlar, futboldan daha önemli sorumlulukları var.
G.Saray'ı, Beşiktaş'ı ne hale düşürdüler görmüyor musunuz?
Anasının ak sütü gibi helaldir yeşil-beyazlılara.
Minimum kapasiteden maksimum verim aldılar. Sayın Yazıcı, bu Sağlam adımların yıllar sürmesi dileğiyle, şampiyonluğunuz kutlu olsun...