Hesap işi...

Gün, eksik aramadan destek olmanın günüdür...
Eldekinin değerini bilip, geleceği planlama zamanıdır. Bir-iki mevkiye takviye ihtiyacı olan bir takım var sonuçta...
Sezonun son maçına kadar hedefin içinde kaldılar neticede... Geçen seneden daha tecrübeliler işte... Memleket rüzgarı sert eser, beğenmeyeni de çoktur. Dört bir taraftan saldıran olur, yıkmak ister...
Bu yüzden korumak gerek.
Önceki haziranda yazmış, tarif etmeye çalışmıştım. "Kim şampiyon olur?" sorusuna, "En az transfer yapmak durumunda olan" diye yanıt vermiştim.
Zirvenin iki atlısına bakınca cevabın doğruluğu anlaşılıyor. Amaç güçlenerek devam etmektir, o yolculukta kupalar sadece araçtır.
Daha da açıkçası bir sonraki seneye güçlenerek girmektir.
Senenin hesabını sorarsanız "Galatasaray ve Beşiktaş ne yapsın?" derim.
Milyon dolarlara rağmen, yıldızlar, starlar, Q7'ler, çeteler... Ama yaya kaldılar.
Şu yarıştığın rakibin harcadığı, senin iki katındır onu gör hiç olmazsa.
Bir iyi santrfor alsaydık kesin şampiyonduk sözü doğru fakat, o santrforun adını söylemek lazım. Kim mesela? Şu kadronun içine girecek banko oynayacak kalite bir golcünün fiyatı nedir bilir misiniz?

Nereden, nereye geldik...
Bakın burada önemli olan, uygulama becerisidir.
Önceki hocanın bıraktığı yerden gidelim. Nereden, nereye ona bakalım. Dahası futbolcunun özverisini görelim.
Formanın büyüsü, taraftarın etkisi... Mevkisinin en iyileri takımına yazacağınız kaç futbolcunuz var. Selçuk'a kimsenin itirazı olmaz, hadi bu seneki performansıyla Burak'ı da yazalım. Giray, desen kabul ederler mi?
Egemen, Jaja, Colman girer mi o sıralamaya... Camianın büyüklüğündendir bu derece. İnsanına benzemiştir futbolcusu, maç sonrası sevinmelerini izledim, o derece yoğunlaşmak kolay değil. Adamış kendini çocuklar! Olumlu bakarsan daha çok şey görürsün. Olmayacak işleri değil üstüne koyacak aklı kullanalım. Seneye 83 puanı nasıl yakalarız hesabına dalalım...