11 Şubat 2010 | Perşembe

Başka bahara

Galatasaray oyuncu alıyor. Biz futbolu bekliyoruz. Galatasaray en iyi ismi takımın başına getiriyor. Biz futbolu bekliyoruz. Galatasaray her tarafı göz kamaştıran oyuncuların dizildiği kadro ile sahaya çıkıyor. Biz futbolu bekliyoruz. Peki nereye kadar? Bu takım,bu kulüp, bu taraftar "çölde susuz kalmış, devesi altınlarla yüklü bedeviye" bedevilere benziyor. Varlık içinde yokluk çekiyor. Galatasaray takımı ligin ilk sekiz haftasında sert esen bir fırtınaydı. Durdu, durdu ve bir daha hareketlenemiyor. Aslında futbolcularda iyi oynama hırsı var. İyi niyet var. Mücadele var. Ama ahenk yok, uyum yok, senkron yok, tutarlılık yok. Tabii en başta da santrfor yok. Bir yarım devrede üç ayrı santrfor deneyişi olur mu? Santos sağda, olmuyor solda, olmuyor santrforda. Arda santrforda, olmuyor solda. Keita sağda, solda, santrforda. Olmuyor da olmuyor.

Kontenjandan oynuyor

Elano iyi oynuyor, Caner yine katkı yapıyor, defans fena değil, Mehmet ve Mustafa görevlerini yapıyorlar. Yani her şeyi ile kötü de değiller. Ama sonra bir şey oldu. Tek bir şey. Bu toprakların alışamayanı Santos çıktı, buraların ürünü Emre girdi sahaya. Bu tek bir şey bile tüm gidişatı, süreçleri değiştirmeye yetti. Elbet Santos iyi futbolcu, zamana ihtiyacı var ama kontenjandan oynuyor görünmesi de şık değil. Sonra mı? Saman alevi gibi bir on dakika. Sahne eski Ali Sami Yen sakini Necati'nin. Santrforsuz ev sahibine eski golcüsü adeta nazire yaparcasına ikinci golü de atarak sarıkırmızılı kupa serüvenini alışkın olduğu çimlere buz döktü. Caner kazanın altını yeniden yaktı. Ama bu ateş Necati'nin ateşinin yanında sönük kaldı. Futbolsuzluğa kupasızlık eklendi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor