Arda'yı satmak

Şu an ülkenin en değerli oyuncusu Arda'dır.
Bu hem uluslararası transfer ölçümlemelerine göre böyle, hem de kalite ve gençlik parametrelerine göre.
Dünyanın her yerinde, gözbebeği oyuncuların magazin değeri yüksektir. Büyük oyuncu, saha içindeki performansı kadar saha dışında da bu süreci yönetmekle olunur.
Arda bana göre saha dışı süreci yönetmede fifti fifti başarılıdır. Çok genç yaşta hızlı bir çıkış yaşadı, geçen sezon inişli çıkışlı grafiklerle oynadı.
Yüksek beklenti altında istikrarsız performans problem teşkil etti.
Özel hayattaki magazin unsurları, işler iyi giderken birer takdir vesilesidir de, sonuçlar kötü gittiğinde sorun olarak masaya getirilirler. Arda bu durumlarda gençliğinin de verdiği dezavantajla zaman zaman sıkıntılar yaşadı.
Hatta, kimi zaman meydan okurcasına sevgilisi ile fotoğraf vermekten kaçınmadı.
Sonunda, Ali Sami Yen'de kaptanlık pazubandı kolundayken protesto edildi.

Değeri paspas edildi
Aynı Arda kafası rahatken neler yapabileceğini ABD'deki milli maç trafiğindeki performansı ile ortaya koydu. Şimdi, o sancılı sürecin üstüne her gün Arda'nın Liverpool ve Tottenham arasında gidip geldiğini okuyoruz.
Daha da kötüsü, Galatasaray yönetimi de başkanın "Kupa almadan bir yere gidemez" lafı söylenmemiş gibi, "Değerini bulursak satarız" gibi kaynağı belirsiz laflarla bu gidişatın altına ateş atıyor. Anlamakta zorlanıyorum, Arda gibi bir genç yeteneğin yerine hangi şartlarda ne tür bir oyuncu alabilecekler ki? Kendi değeri paspas edilirken ne bu suskunluk? Hele bir de basının diline yansıyan "Bir kısım taraftar Arda'yı istemiyor" lafı yok mu, ifrit oluyorum.
Kimmiş bu taraftar, çıksın ortaya!
Eldeki kuş, daldaki kuştan her zaman iyidir.
Arda bu ülkenin ve Galatasaray'ın en iyi oyuncusudur.
Böyle bel altı haberler ile oyuncunuzu yıpratacağınıza adam gibi ortaya çıkıp "Paramız yok, Arda'yı satıp transfer yapacağız" desenize!..