22 Haziran 2010 | Salı

Daum tiyatrosu

Beşiktaş, Denizli'yle yollarını ayırırken başkan Demirören hepimiz tarafından yerden yere vurulmuştu. Gündemin boşluğu, Fenerbahçe'nin kaybettiği şampiyonluğu unutmak istemesi medyadaki "Kanarya Sevenler'in" de işlerine gelmiş ve Denizli olayı didik didik edilmişti.
Tam Aziz Yıldırım'ın istediği bir ortamdı bu..
Gündem değişmişti.
Şu dönemde hata yapmasalar belki bu rüya sürebilirdi ama şoktaki insanların hata yapması doğaldı.
Onlar da yaptılar. Hem de ne hata. Daum olayında büyük prestij kaybettiler.
Sanki Daum arka mahallenin sıradan bir hocası.
Biraz sert çıktın mı tırsar zaten! Baktın tırsmıyor çakarsın ağzına iki tane oturtursun kıçının üstüne!
Bakış açısı bu. Strateji dedikleri şey bu kadar komik; saldır, korkut, kurtul. İşte ben dünya kulübü diye buna derim!
Şu anda Almanya başta Avrupa'nın en popüler (!) kulübü Fenerbahçe. Eğer bu komedi biraz daha çirkinleşirse dünyanın gündemine oturması da mümkün! Helal olsun Aziz başkan ve onun hatalarına 'gık' bile diyemeyen Fenerbahçeli yöneticilere.
Sonunda Fenerbahçe adını tüm dünyaya ezberletmek yolunda önemli bir adım attılar!
Yakında Brodway'de Fenerbahçe tiyatrosu afişleri görürseniz hiç şaşırmayın.
Gidişat öyle çünkü..

* * *
Quaresma ve Raul Gonzalez
Beşiktaş muhteşem bir şovla Quaresma'ya imza attırınca kimileri dut yemiş bülbüle dönerken bazıları da ne diyeceğini şaşırdı. Roberto Carlos, Mehmet Topuz için yapılan şovları unutup Beşiktaş'ın abarttığını söyleyenler bile oldu. Hiç abartmadı Beşiktaş. Yakışanı yaptı. Dile kolay tam 21 bin kişi sadece bir imza töreni için İnönü'ye toplandı. 14 bin Quaresma forması satıldı. Transfer dediğin böyle olmalı. Taraftar ilk günden heyecanlanıp harekete geçmeli. Yıldırım Demirören altı yıllık yönetiminde en büyük icraatını yaptı. Şimdilik yılın transferi Quaresma'dır. Deyim yerindeyse Beşiktaş daha iyisini yapana kadar en iyisi bu. Schuster de memnun, bu her halinden belli. Ancak akıllı ve temkinli. Bir de golcü istiyor. Çünkü Quaresma'nın sol ya da sağ kanatta yapacaklarının, ön taraftar tabelaya yazılması için bunun şart olduğunun farkında. O nedenle büyük düşünüyor, Raul'ü istiyor. Yönetim nasıl bir maddi kaynak yaratır ve bu transferin altından hangi şartlarla kalkabilir bilemem ama bir de Raul gelirse sen seyreyle cümbüşü. Galatasaray kendi derdine düşmüş, Fenerbahçe Daum'la boğuşuyor ve Beşiktaş iş bitiriyor. Raul konusunda da her türlü fedakârlık yapılmalı. Tıpkı Quaresma gibi bu transferde dünyayı sallar. Sadece bu kadar da değil Raul ya da onun ayarında bir golcü gelirse Beşiktaş çağ atlar. Benden söylemesi.

* * *
Bravo Serdal Adalı
Son yıllarda Beşiktaş yönetiminde bu kadar etkili bir başka yönetici olmadı. Serdal Adalı hem cüzdanıyla, hem vicdanıyla Beşiktaş'a hizmet ediyor. İş bitirici olduğu kadar mütevazı ve olgun. Cebinden altı milyon dolara yakın para vermiş henüz doğru düzgün bir açıklamasını dahi göremedik. Daha önce uyardığım konuda da (Bazı haberlerin belli gazetelere sızması) artık daha dikkatle davranıyor. Bravo Serdar Adalı. Quaresma gibi büyük bir transferin bitirilmesindeki emeklerin unutulmayacak. Beşiktaş tarihine adını şimdiden yazdırdın. Efsane yönetici İhsan Kalkavan'ın tahtına adaysın artık. Bu kulübe hizmet edenler yıllarca unutulmaz. Bu gidişle sen de unutulmazlar arasında yer alacaksın. Eğeriye eğri, doğruya doğru demek bizim düsturumuz. Bu düsturla Serdal Adalı'yı alkışlamak da boynumuzun borcudur. Bu vesileyle ödeyelim istedik.

* * *
Benimle barışma başkan!
Öfkelendiğinde ağzından çıkan kelimelere dikkat etmeyen başkan Demirören, işler yoluna girdiğinde ise 'barış çubuğu yakalım' der. Başkalarını bilmem ama şu anda Demirören'in en sevdiği (!!!) gazetecilerin başında gelen ben bu işte yokum. Siz işinizi iyi yapın, Beşiktaş taraftarını böyle coşturun yeter. Barışmamız şart değil.

* * *
Bobo gitsin, Batu gelsin
Eskişehir'e verilmemiş olsa Batuhan şu anda Schuster'in en gözde futbolcusu olurdu. Cantona kadar çılgın ama ondan daha özellikli olan Batuhan'ı geri almanın bir yolu varsa mutlaka denenmelidir. Gerekirse Bobo'yu verip Batuhan'ı geri almalıdır Beşiktaş. O derece mi derseniz, evet o derece.

* * *
Şaşılacak bir şey yok!
Merak edip bir arşive bizim medyanın dört yılda bir aynı şeyleri yazdığını net şekilde görebilirsiniz.
Bu nasıl Dünya Kupası! Avrupa'nın devlerine ne oluyor? Kırk yıldır değişmeyen geyiklerdir bunlar.
Avrupa'nın devleri hava atmaktan kupaya motive olamaz buna karşılık Güney Amerika, Afrika ya da Asya takımları da kendilerini göstermek için yüreklerini ortaya koyarlar. O sürpriz dediğimiz şeylerin ana sebebi budur. Avrupa'nın devleri yarı final ya da finalde kendileri gibi oynamaya başlar, diğer kıtaların temsilcileri ise ilk maçtan itibaren. Fark budur. Sürpriz falan da değildir hiç bir sonuç. Kupalar hep böyledir. Sadece bizler (!) balık hafızalıyız hepsi bu.

* * *
Tello sorun olabilir
Holosko yedek kalsa dahi sıkıntı ayartan bir oyuncu değil ama Tello için aynı şeyi kimse söyleyemez. Quaresma'nın gelmesinden de rahatsızdır mutlaka. Bu konu asla hafife alınmamalı iş işten geçmeden gereği yapılmalıdır.

* * *
Kendine bir anlam arayan tek varlık insandır. Albert Camus










Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor